SAS / Rodezya Bunalımı / Gerard De Villiers

Rodezya BunalımıRodezya Bunalımı

Rodezya Bunalımı’ndan…

Liezen Şatosu’nun telefonu, geniş holde yankılar yaparak çalıyordu. Elko Krizantem üçüncü çalışta ahizeyi kaldırdı.

Liezen Malikânesi, buyurun.

Karşıdaki ses bir an durakladı.

Malko?

Krizantem efendisine benzetilmekten hoşlanmıştı. Önündeki boy aynasında kendine bir baktı, omuzlarını kaldırdı, karnını içine çekti. Eh! pek de benzemiyor değildi hani! Sonra gerçeğe döndü.

Prens Malko Linge burada değil. Kimin aradığını öğrenebilir miyim?

Ben Kontes Szigeti. Malko biraz gecikti, yola çıkıp çıkmadığını öğrenmek için aramıştım. Neyse birazdan gelir herhalde, teşekkürler.

Bir dakika kontes, kapatmayın. Prens size ulaştırılmak üzere bir not bırakmıştı.

Elizabet Szigeti şaşkınlıkla:

Not mu? Diye sordu. Ama neden? Zaten onu kahvaltıya bekliyorum.

Prens Malko, sizden özür dilememi ve nazik davetinizi başka bir gün gerçekleştirmekten memnun olacağını bildirmemi, istedi.

Elko, 60 km uzaklıktaki Sacher’de kadının öfkeden alev alev yanan gözlerini görür gibi oldu bir an. Kadın buz gibi bir sesle:

Peki, şimdi nerede? Diye sordu.

Biraz önce kendilerini Schwechat Havaalanı‘na götürdüm, dedi Elko.

Karşıdaki ses iyice yükseldiğinden, Elko bir an ahizeyi kulağından uzaklaştırmak zorunda kaldı ve kadının aksine sakin bir şekilde konuştu.

Prens, Zürih’e gitti. Oradan Afrika’ya geçecek, birkaç haftadan önce döneceğini sanmıyorum.

Uzun bir sessizlik oldu. Elizabet Szigeti hâlâ bir şaşkınlık ve kızgınlık içindeydi. Ahizeyi yerinden koparmak istedi bir an. Malko ile baş başa rahat bir gün geçirmek için neler yapmamıştı ki: Bin bir güçlükle kocasını ava yollamış, tüm hizmetkârlara izin vermiş, bütün randevularını iptal ettirmişti… Böyle bir fırsat bir daha ellerine geçmezdi. 4’Ne olursa olsun sinirlenmemeliyim” dedi içinden. Fakat birden gözlerinin önünde Alexandra belirdi. Malko’nun koluna girmiş kendisiyle alay ediyordu.

Efendinin giderken yalnız olmadığına eminim, dedi kıskançlıkla.

Hayır, yalnızdı, dedi Elko karşısındaki barut fıçısını biraz olsun sakinleştirmek ister gibi. Prens avlanmaya gittiğini söylemişti.

Avlanmaya mı? Nereye gitti?

Rodezya’ya, kontes.

Rodezya’ya mı? Ama orada hiç av hayvanı yok ki, diye karşı çıktı kadın.

Kontes, size daha fazla yardımcı olamayacağım, zira prens ne

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir