Anayurt – Kara Elf Üçlemesi 1 / R.A.Salvatore

AnayurtAnayurt

Anayurt’tan…

Ne bir yıldız süsler bu ülkeyi bir şairin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara. Burası Karanlıkaltı’dır; Unutulmuş Diyarlar’ın telaşlı yüzeyi altındaki gizli dünya. Burada gökyüzü acımasız bir kayadır. Duvarlar, ölümün, buraya gelme yanılgısına düşecek kadar budala yüzey canlılarının meşale ışığı ile grileşmiş rengini yansıtır. Burası onların dünyası değildir. Burası ışığın dünyası değildir. Buraya davetsiz gelenlerin çoğu geri dönmezler.

Yüzeydeki evlerinin güvenliğine kaçabilenler ise değişmişlerdir. Gözleri gölgeleri ve karanlığı görmüştür. Bu, Karanlıkaltı’ndaki kaçınılmaz akıbettir.

Kapkaranlık koridorlar döne dolaşa ilerler bu kasvetli diyarda ve irili ufaklı mağaraları birbirine bağlar. Uyuyan bir ejderin dişleri kadar keskin taş yığınları kimi zaman sessiz bir tehditle bekler, bazen de davetsiz misafirlerin yolunu kesmek ister gibi yükselir.

Burada derin, felaketi çağrıştıran bir sessizlik hüküm sürer, pusuya yatmış yırtıcı bir hayvanın sükuneti. Yolu Karanlıkaltı’na düşenlere işitme duyularını tamamıyla yitirmediklerini anlatan tek ses uzaklardan yankılanan bir su damlamasıdır. Bu, tıpkı bir yaratığın yürek atışları gibidir. Sessiz kayalardan süzülerek Karanlıkaltı’nın dondurucu havuzlarına akar. Bu havuzların karanlık ve durgun yüzeylerinin altında neyin olduğu ise bir tahminden öteye gitmez. Hangi sırlar cesurlan, hangi dehşetler budalaları bekler, bunu sadece hayal gücü söyleyebilir… Ta ki sükunet bozulana dek.

Burası Karanlıkaltı’dır.

Burada yaşam bölgeleri bulunur, yüzeydekilerin pek çoğu kadar büyük şehirler. Bir yolcu, gri kayaların sayısız kıvrım ve dönüşlerinden herhangi birinde, ansızın kendini boş dehlizlerle keskin bir tezat oluşturan böylesi bir şehirde bulabilir. Ancak, buraları bir sığınak değildir, yalnızca budala gezginler böyle sanır. Bu şehirler tüm diyarlardaki en şeytani ırkların vatanlarıdır ki bunların en bilinenleri duergarlar, kua-toalar, ve drowlardır.

İki mil genişliğinde ve bin ayak yüksekliğinde böyle bir mağarada beliriverir Menzoberranzan; drow elflerinin ırkına özgü, başka bir dünyaya ait ve ölümcül bir zarafet taşıyan abide. Menzoberranzan, drow ölçülerine göre büyük bir şehir değildir; yalnızca yirmi bin kara elf barınır burada. Eski çağlarda kaba şekilli sarkıt ve dikitlerle dolu

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir