Altın Buda / Clive Cussler

Altın BudaAltın Buda

Altın Buda’dan…

Norbulingka yaz sarayını çevreleyen çiçeklerin tomurcukları açmak üzereydi. Kompleksin parkı andıran ortamı çok güzeldi. Çevresini kuşatan yüksek taş duvarların içinde ağaçlar ve verimli bahçeler bulunuyor, ortada da yalnızca Dalai Lama, danışmanları ve seçilmiş birkaç keşişin geçtiği daha küçük sarı bir duvar vardı. Burada durgun havuzlar, Dalai Lama’nın evi ve dua etmek için mabet vardı.

Kargaşanın hüküm sürdüğü bir ülkenin merkezinde düzen ve servet deniziydi burası.

Çok uzakta olmayan bir yamaçta görkemli Potala Kış Sarayı bulunuyordu. Dev yapı tepe yamacından aşağıya düşecekmiş gibi görünüyordu. Potala’nın yüzlerce keşişi barındıran binden fazla odası vardı. Geçmişi yüzlerce yıl geriye dayanıyordu. Bina heybetli bir düzenliliğe sahipti. Taş merdivenler yedi katlı sarayın orta seviyelerinden çıkıp düzgün bir zikzak çizerek aşağıya iniyor, sonra aşırı büyük binanın tabanını oluşturan devasa taş duvarda son buluyordu. Titizlikle yerleştirilmiş taşlar neredeyse yirmi beş metre yüksekliğindeydi.

Tabanında on binlerce Tibetlinin toplandığı düz bir alan bulunuyordu. Norbulingka’daki bir başka geniş grubun yanı sıra halkda ruhani liderlerini korumaya gelmişlerdi. Ülkelerini işgal eden nefret ettikleri Çinlilerin tersine köylüler tüfek değil, bıçak ve ok taşıyorlardı. Onların ağır silahlar yerine yalnızca etleri, kemikleri ve ruhları vardı. Silah bakımından güçsüzdüler, ama liderlerini korumak için kendi hayatlarını seve seve ortaya koyabilirlerdi. Bu fedakârlık için Dalai Lama’nın tek bir sözü yeterdi.

Sarı duvarın içindeki, Dalai Lama türbesinde kişisel koruyucusu Mahakala’ya dua ediyordu. Çinliler onu korumak için kendi karargâhlarına götürmeyi önermişlerdi, ama Dalai Lama onların gerçek amaçlarının bu olmadığını biliyordu. Aslında Çinlilere karşı korunması gerekiyordu. Dalai Lama’nın Chamdo Valisi Ngabo Ngawang Jigme’den yeni aldığı mektup daha doğru bir tabloyu ortaya koyuyordu. Bölgenin komutasını elinde tutan Çinli askeri subay General Tan’la yaptığı görüşmeden sonra Jigme, Çinlilerin kalabalığı dağıtmak için onları bombalamayı planladığından emin olmuştu.

Bu durumda can kaybı korkunç olurdu.

Tanıtım Bülteni’nden…

Zeki ve becerikli paralı askerlerin oluşturduğu bir organizasyon olan şirketin merkezi Oregon adlı bir gemidir. Oldukça eski ve paslanmaya yüz tutmuş olan gemi, gerçekte bir bilim ve teknoloji harikasıdır. Şirketin karizmatik ve zeki lideri Juan Cabrillo organizasyonun yeni görevini şöyle açıklar: “Kâr etmek için kurulduğumuz kesin,amabaşkalarının yanlışlarını düzeltmek için elimize geçen fırsatları da değerlendirmeliyiz.”Gerçekte söz konusu organizasyon 1959’da Tibet’ten kovulurken Dalai Lama’dan çalınan antik heykel Altın Buda’mn bulunup geri getirilmesi için Birleşik Devletler tarafından gizlice tutulmuştur. Sonuçta Tibet’teki Çinlilerin yenilmesi ve Dalai Lama’nın ülkenin lideri olarak haklı yerini alması için karmaşık bir plan  harekete geçirilmiştir. Pek çok iyi ve kötü karakter bu planda rol almıştır.

CLIVE CUSSLER

Clive Cussler (d. 15 Temmuz 1931, Aurora, Illinois), ABD’li macera romancısıdır. En önemli karakteri deniz mühendisi, devlet ajanı ve maceracı Dirk Pitt’tir. Bir diğer karakteri ise Kurt Austin’dir. Yazarın pek çok kitabı arasında Titanik, Altın Buda, Sahra, Valhalla’nın Yükselişi ve Kayıp Kent gibi çok satanlar bulunur.

Clive Cussler
Clive Cussler

Clive Cussler, Aurora, Illinois’de doğdu. Çocukluğu burada geçen yazar iki yıl Pasadena Şehir Koleji’ne devam ettikten sonra, Kore Savaşı’nda hava kuvvetlerine girerek, Askeri Hava Nakliyat Servisi’nde uçuş teknisyeni ve uçak mühendisi olarak görev yaptı. Ordudan terhis olduktan sonra, ülkenin en ünlü reklam ajanslarından birinde, metin yazarı olarak hayata atıldı. Birkaç yıl sonra da sanat yönetmenliğine yükseldi.

Hollywood’da radyo ve televizyon reklam yazarlığı ve yapımcılığı yaptı. Cannes Film Festivali de dahil olmak üzere uluslararası alanda çesitli ödüller kazandı. Cussler 1965 yılında roman yazmaya başladı. Dirk Pitt’in maceralarını konu alan ilk romanı 1973 yılında yayınlandı. 1996 yılında yayınlanan ilk belgesel eseri “Deniz Avcıları”, Deniz Koleji Guvernörler Kurulu ve New York Devlet Üniversitesi tarafından doktora tezi olarak kabul edildi. Yine aynı eserle Mayıs 1997’de Edebiyat Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi. 1874 yılında kurulan kolej, o tarihten bu yana bu ödülü ilk kez vermiştir. Cussler’ın en çok satan 16. eseri Atlantis Bulundu Aralık 1999’da G. P. Putnum & Sons tarafından yayınlandı ve aylarca en çok satan kitaplar listesinde kaldı. 17. eseri Mavi Altın ve 20. eseri Valhalla’nın Yükselişi Ağustos 2001’de kitap piyasaya çıkmadan haftalarca önce Amazon.com’un en çok satan kitaplar listesinde, 1 numaraya çıktı.

Cussler‘ın kitapları yüzden fazla ülkede kırk dile çevrilmişir ve yüz yirmi milyondan fazla, okuyucusu vardır. Cussler; batık gemileri bulup çıkarmakla, ün salmıştır. Ulusal Sualtı ve Denizcilik Kurumu’nun (NUMA) kurucusudur. Bu Amerikan denizcilik ve deniz kuvvetleri tarihi araştırması yapan, kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur. Cussler, denizcilik uzmanı ekibi ve NUMA gönüllüleri tarihi değeri olan altmıştan fazla, sualtında bulunan batık enkazın yerlerini keşfetmiştir. Buldukları batıkları kanıtlayıp belgeledikten sonra, bunların çıkarılma haklarını hiçbir kâr amacı gütmeden, üniversitelere ya da yetkili devlet kuruluşlarına, devretmektedirler. NUMA, denizcilik tarihi ve bağış yapma hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler için, Eylül 1998’de bir internet sitesi kurmuştur. Su altında yaptığı olağanüstü keşifler nedeniyle, Lowell Thomas madalyasıyla ödüllendirilmiştir.

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir