İnatçı Keraban / Jules Verne

İnatçı Keraban

Jules Verne bu kez Osmanlı topraklarında…

Bir Ramazan günü bir Hollandalı, uşağıyla birlikte İstanbul’a gelir. Burada, dostu tütün tüccarı Keraban Ağa ile buluşur, onun Üsküdar’daki konağına yemeğe gideceklerdir. Tam da o gün, Boğaz’dan karşıya geçiş için yeni bir vergi konur ama Keraban Ağa’nın bu vergiyi ödemeye hiç niyeti yoktur. On paralık vergiyi ödememekte kararlı olan Keraban Ağa’nın bu inadı, kendisine yüzlerce altına mal olacak zorlu ve ilginç bir Karadeniz yolculuğunu başlatır…

Jules Verne, İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu, Türkler ve Karadeniz’le ilgili düşüncelerini serpiştirdiği bu romanında “Osmanlıların en inatçısını” anlatıyor…

Jules Gabriel Verne

(8 Şubat 1828 – 24 Mart 1905)

Verne, Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile genellikle “Bilim kurgunun babası” olarak adlandırılır. Eserlerinde ayrıntılarıyla tarif ettiği buluşlar ve makinaların o sıralarda gelişmekte olan Avrupa sanayisi ve teknolojisine ilham kaynağı olduğu düşünülür. Özellikle uzay, hava taşıtları, denizaltılar hakkında yazmıştır.

Daha çok Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864) ve Seksen Günde Devr-i Âlem (1873) romanlarıyla tanınır. UNESCO’nun çeviri kitap veritabanına (Index Translationum) göre dünyada en çok çevrilen ikinci bireysel yazardır

İnatçı Keraban
Jules Verne

Hayatı

8 Şubat 1828’de Fransa’nın Nantes şehrinde doğdu. Varlıklı bir avukat olan Pierre Verne ile eşi Sophie Henriette Allotte de la Fuye’nin beş çocuğundan en büyüğüdür. Kış aylarında yoğun trafikli bir liman şehri olan Nantes’da; yaz aylarında ise Loire Nehri kıyısında yelkenlileri ve gemileri izleyerek geçirdiği çocukluğu, seyahat ve macera üstüne hayallerini ateşledi. 12 yaşında iken tayfalık yapmak üzere bir gemiye binip evden kaçmaya yeltenen Jules Verne’in, babası tarafından yakalanıp gemiden indirildiğinde “bundan sonra yalnız hayal dünyasında seyahat edeceğine“ dair ailesine söz verdiği rivayet edilir Bu hikayenin gerçekliği hakkında şüpheler vardır.. Jules Verne’nin deniz ve macera tutkusunu kardeşi Paul de paylaşıyordu; Paul, sonunda bir deniz mühendisi oldu. Jules Verne ise kısa hikayeler ve şiirler yazmaya başladığı yatılı okul döneminin ardından 1846’da babasının işini devam ettirebilmek için hukuk öğrenimi görmek üzere Paris’e gitti.

Jules Verne, Paris’e gittikten sonra kısa sürede hukuk diplomasını aldı ancak bu süre içinde edebiyat hevesinin hukuka ilgisinden daha büyük olduğunu fark etti. Amcası aracılığıyla Paris edebiyat çevresi ile tanıştı Şahsen tanıdığı Victor Hugo, Alexandre Dumas (oğul) gibi yazarların etkisinde tiyatro oyunları kaleme aldı; bohem bir hayat sürdürdü. Baba-mesleğini devam ettirmek yerine tiyatro ve edebiyata yönelmesine kızan babası maddi desteğini kesince geçimini yazarak karşılamak zorunda kaldı.

Yazarlığa, arkadaşı müzisyen Jean Louis Aristide Hignard ile birlikte tiyatro oyunları yazarak başladı. İlk tiyatro eseri 12 Haziran 1850’de sahnelendi. 1852-1855’te bir Paris tiyatrosunda sekreterlik yaptı; komediler, operetler yazdı; kısa hikâyeler kaleme alıp dergilerde yayınlatmaya başladı. Çoğu Paris’te çıkan “Musée des familles” adlı dergide yayınlandı. Amerikalı yazar Edgar Allan Poe’nın eserlerini okuduktan sonra onun büyük bir hayranı olan Verne, Poe etkisinde yazılar üretmeye başladı.

Bir gemi ile dünyayı dolaşmış olan Fransız seyyah Jacques Arago ile dost oldu. Bu dostluk ona, Paris’ten daha geniş ve ilginç dünyalar hakkında yazılar yazması için ilham verdi; Fransa dışına hiç çıkmamış olsa da hayal gücünü kullanarak başka dünyaları anlattı.

LİNK

Author: epubindir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir