Mesaj / Carl Sagan

MesajMesaj

Mesaj’dan…

İlgisiz görünmeye çalışmasına rağmen kalbi güm güm atıyor, avuç içleri terliyordu. Küçük avlunun en sevdiği köşesine çöküp çenesini dizlerine dayayarak radyonun içini düşünmeye koyuldu. O lambaların hepsi de gerçekten gerekli miydi? Hepsini tek tek çıkardığın takdirde neler olurdu? Babası bir kere onların içlerinde hava olmadığını söylemişti. Gerçekten de hava yok muydu içlerinde? Orkestraların müziği ve spikerlerin sesleri radyonun içine nasıl giriyordu peki?

‘Havadan’ diyorlardı. Radyoyu hava mı taşıyordu? ‘Frekans’ ne demekti? Çalışması için neden fişi prize sokmak zorundaydın? Elektriğin radyo içinden nasıl geçtiğini gösteren bir harita yapılabilir miydi? Kendine bir zarar gelmeden radyoyu sökebilir miydin? Söktükten sonra yine eski haline dönüştürülebilir miydi?

Asmak için çamaşır taşımakta olan annesi, «Ellie neler yapıyorsun yine?» diye sordu.

«Hiçbir şey, anne. düşünüyorum işte.»

Ellie on yaşındayken Kuzey Michigan Yarımadası’nda bir göl kıyısında oturan hiç sevmediği iki kuzeninin evine tatile götürülmüştü. Wisconsin’de bir göl kıyısında yaşayan insanların arabayla beş saatlik yolda olan Michigan’daki bir göle gitmelerinin nedenini bir türlü anlayamıyordu. Hele iki kötü ve çocuksu oğlanı görmek için. Kendisine her konuda o kadar duyarlı olan babası nasıl oluyor da sabahtan akşama kadar o iki veletle oynamasını istiyordu? Ellie bütün yazını oğlanlardan kaçmaya çalışarak geçirdi.

Boğucu sıcak mehtapsız bir gecede Ellie yalnız başına tahta iskeleye doğru yürüdü. Bir motor geçmişti az önce, amcasının kayığı da yıldızların aydınlattığı sularda hafifçe sallanıp duruyordu. Uzaklardan gelen cırcır böceklerinin gürültüsü ile gölün öte yanından gelen bir bağrışma dışında tam bir sessizlik vardı ortalıkta. Ellie yıldızların parıldadığı göğe başını kaldırınca kalbinin daha hızlı atmaya başladığını hissetti.

Başını eğmeden, el yordamıyla yumuşak otların arasında kendisine bir yer bulup sırtüstü yere uzandı. Gökyüzü yıldızlarla parıl parıldı. Birkaçı sabit, çoğu kıpır kıpır binlerce yıldız vardı başının üzerinde. Dikkatle bakarsan aralarındaki renk farkını seçebiliyordun. Şuradaki parlak aslında hafif mavimsi değil miydi?

Ellie yine eliyle altındaki toprağa dokundu; toprak sert, sağlam ve güven vericiydi

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir