Taamüden Cinayet / Witold Gombrowicz

Taamüden CinayetTaamüden Cinayet

Taamüden Cinayet’ten…

Geçen kış, bir miras işini yoluna koymak amacıyla Ignace K. adlı bir toprak sahibini ziyarete gitmek zorunda kaldım. Birkaç gün izin aldıktan, işlerimi de yardımcıma teslim ettikten sonra telgraf çektim:
SALI AKŞAMI ALTIDA GELİYORUM STOP
ARABA GÖNDERİN STOP.

Buna karşın, istasyondan çıktığımda atları göremedim. Araştırıp telgrafımın ulaştığını öğrendim: İlgili, bir gün önce kendi elleriyle aldı.
Böylece ister istemez eski bir araba kiralayıp, bavulumu ve tuvalet çantamı (küçük bir şişe kolonya, bir şişe bitkisel yağ, badem kokulu sabun, makas ve tırnak törpüsü içeriyordu) yükleyip, gece basarken eriyen karların sessizliğinde dört saat boyunca tarlalar arasında yol yapmak zorunda kaldım. Kentten getirdiğim pardösünün içinde titriyordum, dişlerim takırdıyor, bir yandan da düşünüyordum: Böyle sırtını germek, hep insanlara arkası dönük oturmak, üstelik çoğu zaman da ıssız yerlerde, arkada oturan kişinin kaprislerine boyun eğmek!

Sonunda ahşap bir malikâneye vardık. Birinci kattaki pencereden süzülen ışık dışında her şey karanlıktı. Kapıyı çaldım -kapalı, daha güçlü çaldım- hiç, sessizlik. Arabacım da kapıyı açtırmaya uğraştı.
— Pek konuksever değiller, dedim içimden.
Neden sonra kapı açılınca elinde gaz lambası uzun boylu, zayıf, otuz yaşlarında, küçük sarı bıyıklı bir adamı farkettik.
— Ne oluyor? diye sordu lambayı kaldırarak, yeni uyanmıştı sanki.
— Telgrafımı almadınız mı? Ben H.’yım.
— H. mı? Hangi H.? dedi beni süzerek.
Sonra birden, ne alçak ne yüksek bir sesle, sanki bir şifreyi çözmüş gibi “Hadi işinize!” dedi. Gözlerini kaçırıp, lambaya daha sıkı yapıştı.
— Hadi işinize bayım! Sağlıcakla kalın! Tanrı sizi korusun!
Aceleyle içeri girdi. Daha kesin bir sesle açıkladım.
— Kusura bakmayın, dün gelişimi bildiren bir telgraf gönderdim. Ben sorgu yargıcı H.’yım. Bay K. ile görüşmek istiyorum, daha erken gelemediysem istasyona araba göndermediğiniz içindir.

Sesimin tonu en ufak bir etki yaratmamıştı sanki, düşünceli düşünceli lambayı indirdi, bir süre sonra karşılık verdi.
— Ha, evet… Doğru. Telgraf çekmiştiniz, içeri buyrun lütfen.
Ne olmuştu? Ev sahibinin oğlu olan bu genç adam yalnızca

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir