Karanlıklar Hakimi / Osman Aysu

Karanlıklar HakimiKaranlıklar Hakimi

Karanlıklar Hakimi’nden…

Uzun zamandan beri ilk defa işine giderken bu kadar makyaj yapıyordu. Aynadaki aksine bakıp hafifçe gülümsedi. Mesai arkadaşları onu bu sabah bu kadar süslü ve çekici görünce mutlaka şaşıracaklardı. Boşandığından beri kendini ihmal etmiş, daha ciddi, daha muhafazakâr giysiler seçmiş, kadınlığını ön plana çıkaran kıyafetleri giymekten kaçınmış, özellikle de hiç aşırı makyaj yapmamıştı, birkaç istisnai hal haricinde. Ama bu sabah uzun süre komada kaldıktan sonra yeniden hayata dönmüş bir hastanın mutluluk ve huzurunu duyuyordu içinde. Ruhu kıpır kıpırdı; tüm benliğini yaşama sevinci kaplamış, tatmin duygusunun inanılmaz hafifliğini bedeninin her zerresinde hisseder hale gelmişti. Aynaya bir daha baktı.

Mükemmeldi, hatta kusursuz. O beğenmediği büyük ağzını bile şimdi küçük, sivri burnunu hokka gibi görüyordu. Fakat asıl mükemmeliyet ruhunda idi. Kendini on yaş genç-leşmiş gibi hissediyordu. Mütecavizinin sihirli elleri vücuduna değmeye başladığından beri onda da bu inanılmaz değişim oluşmuştu. Buna inanıp kabullenmek imkânsız gibi görünüyordu ama gerçek ortadaydı ve Nazan bunun henüz bir başlangıç olduğunu çok iyi biliyordu. Bu garip ilişkinin devam edeceğini de.

Aynanın önünden ayrılmadan hülyalı görüntüsüne bakmaya devam ederken, mütecavizin bundan sonraki ziyaretinin acaba ne zaman gerçekleşeceğini düşündü. Adam dün gece sabaha doğru odasından çıkarken, yine geleceğini söylemişti. Ama tarih ve zaman vermemişti. Ayrılık anını içi ürpererek anımsadı genç kadın. Yalvarmış, yakarmış, inleyerek kendisini fazla bekletmemesini rica etmişti ondan. Ama mütecavizi küstahtı; onu her zamanki gibi horlamış yine kaba davranmıştı. Hiçbir şey umurunda değildi artık Nazan’ın. Tek isteği, onun yeniden gelmesiydi. Paltosunu sırtına geçirirken hafifçe titredi.

Tekrar geleceğine emindi; hiçbir erkek bu fırsatı elinin tersiyle itmezdi. Ona yalnız vücudunu vermiyor, bütün ruhuyla teslim oluyordu. Adamın da en az kendi kadar zevkin doruklarına tırmandığına şahit olmuştu. Evinden çıkıp arabasına bindi. Coşkuyla direksiyonun başına geçti, yola koyulduğunda hafif hafif bir türkü mırıldanıyordu. Hayata yeniden doğmuş gibiydi, neşeli, mutlu ve yaşam dolu. İçi kıpır kıpırdı…

Tahmininde yanılmadı. İşyerinde herkes

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir