Zargana / Hakan Günday

ZarganaZargana

Zargana’dan…

Kreuzberg’de karşılarına çıkacak sıradan bir gaspçının kulağından kan akıtacak bir tekniğin felsefesinin olması ilgilerini çekmiyor. Bin yaşındaki bir tarzı, bir barda tereddütsüz küfredebilmek için tüketiyorlar. Büyük salonun içinde çıplak ayaklarının üzerinde tekrarladıkları vuruşların bir felsefesi olması gerekmiyor. Dünyanın da bir felsefesi olması gerekmiyor onlar için. Çünkü sırtında yaşıyorlar ve bu onlara fazlasıyla yetiyor. Kastanienallee’deki Jeet Kune Do Akademie Berlin. Kısaca JAB. Bodrum katındaki beyaz salondalar. Asla kendilerini savunmanın değil, öldürmenin provasını yapmak için buradalar. Kendilerini ya da bir başkasını. Fark etmez çünkü onlar Batı’dalar…

Koma, Zargana’yı ilk kez JAB’da gördü. Dikkatini çekmesi için bir neden yoktu. Sadece bir saniye için duvardaki aynada göz göze geldiler. Saçlarının diplerinden çıkıp çenesine kadar sürünen ter damlalarının arasından onun kendisine bakan gri gözlerini yakaladı. Islak kirpikleri, sadece kafatasının rengini koyulaştıracak uzunluktaki sarı saçları, salondan çaldığı her nefeste açılan burun delikleri, çatlak ve kalın dudakları… Hepsi de Koma’ya bakıyordu. Benziyorlardı. Zargana’nın yaylı bir oyuncak gibi savurduğu ellerinin artık bir hedefi vardı. Benzerini dövüyordu. Koma umursamıyordu kendisine bakan gözlerden akan nefreti. Belki de en büyük yanlışı bu oldu…

İki saatlik çalışmanın sona erdiğini, Pascal adındaki kızıl devin kapanış hareketine başlamasından anladılar. Tao tekniğine ait gösterişsiz bir gevşemeydi. Oysa Koma omuzlarından parmak uçlarına kadar gergindi. İki TIR’ı birbirine bağlayan çelik bir halat kadar keskindi. Bugüne kadar onu kimse rahatlatamamıştı. Çekik gözlülerin geleneksel danslarından alıntılarla süslenmiş bedensel yaylanmalar sayesinde mi gevşeyecekti? Tabiî ki hayır. İşi vardı onun. Daha önce çalışma grubunda hiç görmediği, kendisinden en az bir telefon rehberi kadar uzun ve yine bir telefon rehberi kadar zayıf adamla göz gözeydi. Berlin’deydiler. Erkekleri tercih eden erkeklerin cennetinde. Grubun en solunda oturan adam o cennetin meleklerinden biri miydi? Düşünüyordu bütün olasılıkları. Bunun için buradaydı. İnsandı ve bir aklı vardı. İkisi bir araya gelince atom bombası ortaya çıkmıştı, dolayısıyla o da kimonosunun altında kalın bir ip gibi duran

LİNK

Author: epubindir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir