Arı Kovanına Çomak Sokan Kız / Stieg Larsson

Arı Kovanına Çomak Sokan KızArı Kovanına Çomak Sokan Kız

Arı Kovanına Çomak Sokan Kız’dan…

Sonja Modig ile Jerker Holmberg, Göteborg’a sabah sekizi birkaç dakika geçe vardılar. Bublanski arayıp yeni talimatlar vermişti; Gosseberga’ya gitmeye boş verecekler, bir taksiye atlayıp Nya Ullevi’deki Emniyet Müdürlüğü’ne gideceklerdi. Bir saat kadar, Komiser Erlander ile Mikael Blomkvist’in Gosseberga’dan gelmesini beklediler. Mikael daha önce karşılaşmış olduğu Sonja Modig’e bir merhaba deyip, yeni karşılaştığı Jerker Holmberg’le tokalaştı. Erlander’in meslektaşlarından biri Ronald Niedermann’ı arama faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Fazla bir şey yoktu.

“Cinayet Masası’nın bünyesinde bir grup kurduk. Ülke çapında arama faaliyeti yürütülüyor. Bu sabah saat altıda Niedermann’ın çaldığı polis arabasım Alingsås’ta bulduk. İzler orada kayboluyor. Başka bir arabayla kaçtığını düşünüyoruz ama şimdiye kadar çalınmış araba ihbarı almadık.”

Sonja Modig, Mikael’e özür dilercesine bir bakış atarak, “Basın?” diye sordu.

“Ortada bir polis cinayeti var, tabii bütün basın ayakta. Saat dokuzda bir basın toplantısı düzenleyeceğiz.”

“Lisbeth Salander’in durumu hakkında bir bilgi var mı?” diye merakla sordu Mikael. Lisbeth’in sağlık durumu onu Niedermann avından daha çok ilgilendiriyordu.

“Bu gece ameliyat edildi. Başından bir kurşun çıkardılar. Bilinci yerinde değil.”

“Teşhis var mı?”

“Anladığım kadarıyla, tam bir teşhis için uyanmasını bekliyorlar. Ama onu ameliyat eden doktor, herhangi bir komplikasyon baş göstermezse yaşayacağını umuyor.”

“Peki Zalachenko?” dedi Mikael.

“Kim dediniz?” dedi Erlander’in meslektaşı, olayın ayrıntılarına henüz hâkim değildi.

” Karl Axel Bodin.”

“Ha, o mu? Bu gece onu da ameliyat ettiler. Yüzünde ve dizinin tam altında derin yaralar var. Durumu berbat ama hayati tehlikesi yok.”

Mikael iç çekti.

“Yorgun görünüyorsun,” dedi Sonja Modig.

“Evet, yorgunum. Üç gündür neredeyse hiç uyumadım.”

“Nossebro’dan gelirken arabada uyuyakaldı,” dedi Erlander.

“Şu öyküyü baştan anlatmaya takatin var mı?” diye sordu Holmberg. “Görüldüğü kadarıyla özel araştırmacılar polise karşı 3-0 öndeler.”

Mikael yorgun bir gülümsemeyle, “Bu repliği Bublanski’den duymak isterdim,” dedi.

Kahvaltı için polis kafeteryasına geçtiler. Mikael yarım saat boyunca, parça parça bir araya getirdiği Zalachenko’nun öyküsünü

LİNK

Author: epubindir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir