Güç’ün Kahramanları / Kevin J. Anderson

Güç'ün KahramanlarıGüç’ün Kahramanları

Güç’ün Kahramanları’ndan…

Leia Organa Solo, Yavin 4’teki Millenium Falcon’un rampasından inerken kafasını çarpmamaya dikkat ederek dışarı çıktı. Büyük Massassi Tapınağı’nın azametli görüntüsüne baktı.

Ormanlarla kaplı ayda serin bir sabahtı, yerden yükselen nem alçak dalları kucaklayıp ardından da ziguratın taş duvarlarını ince beyaz bir battaniye gibi sarmalıyordu. Bir kefen, diye düşündü. Luke için.

Akademi öğrencilerinin tapınağın üst katında Luke Skywalker’ın hareketsiz bedenini bulmalarının üzerinden bir hafta geçmişti. Onu içeri taşıyıp ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı; fakat gerçekte ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı. Yeni Cumhuriyet’in en iyi doktorları bile fiziksel bir sorun bulamamışlardı. Luke’un hala hayatta olduğunda hemfikirdiler ama tümüyle bitkisel hayattaydı. Yapılan hiçbir test ya da inceleme sonuç vermiyordu.

Leia da elinden bir şey gelmeyeceğini biliyordu ama hiç değilse kardeşinin yanında olacaktı. İkizler de küçük botlarıyla ellerinden geldiğince gürültü çıkararak Falcon’un rampasından aşağı inmeye başladılar. Han, Jacen’le Jaina’nın arasında, ikisinin de ellerinden tutmuş geliyordu. “Sessiz olun bakalım.” dedi.

“Luke dayıyı görecek miyiz?” diye sordu Jaina.

“Evet.” diye cevapladı Han. “Ama hasta. Sizinle konuşamaz.”

“Öldü mü?” diye sordu Jacen.

“Hayır!” diye cevap verdi Leia aniden. “Haydi. Tapınağa girelim.” İkizler koşturarak rampadan indi.

Açıklıktan yürürken Leia’nın burnuna gelen keskin orman kokusu anılarını tazelemişti. Devrilmiş ağaçlar, çiçekler ve çürüyen yapraklar bu kokunun ana maddeleriydi. Burayı Luke’un akademisinin kurulacağı yer olarak teklif eden kişi Leia’nın kendisiydi ama şimdiye kadar ziyaret etme fırsatı bulamamıştı; ne yazık ki şimdi de kardeşi koma halindeydi.

“Buna hiç hazır değilim.” diye mırıldandı Han. “Hem de hiç.” Leia uzanıp elini tuttu. Han da onun elini kavradı, her geçen an biraz daha sıktı.

Cübbeli silüetler tapınaktan çıkıp sabah güneşinin gölgelerini dağıttılar. Leia çabucak saydı, on iki kişiydiler. En başta sert turuncu yüzlü Calamarili dişi Cilghal vardı. Leia bu balıkvari dişideki Jedi potansiyelini görmüş ve onu Luke’un akademisine katılmaya ikna etmişti. Cilghal sahip olduğu diplomatik yetenekleri kullanarak Jedi Üstadı’nın düşüşünden sonraki sancılı

LİNK

Author: epubindir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir