Amber’de Dokuz Prens / Roger Zelazny – Amber Yıllıkları #1

Amber'de Dokuz PrensAmber’de Dokuz Prens

Amber’de Dokuz Prens’ten…

Taksi beni en yakın kasabanın gelişigüzel bir köşesine bıraktığında saat sekiz civarıydı. Şoföre parasını ödedim ve hemen hemen yirmi dakika dolandım. Sonra bir restorana girdim, oturacak bir yer buldum ve meyve suyu, bir çift yumurta, kızarmış ekmek, domuz pastırması ve üç fincan kahve ısmarladım. Pastırma çok yağlıydı.

Kahvaltıya layıkınca bir saat ayırdıktan sonra yürümeye koyuldum, giyecek satan bir mağaza buldum ve dokuz buçuğa kadar açılmasını bekledim.

Bir pantalon, üç spor gömlek, bir kemer, birkaç takım iç çamaşırı ve ayağıma uyan bir çift ayakkabı satın aldım. Bir mendil, cüzdan, bir de cep tarağı seçtim.

Sonra bir Greyhound otobüs istasyonu buldum ve New York’a giden otobüse bindim. Beni durdurmaya kalkışan olmadı. Peşime kimse düşmemiş gibiydi. Orada oturup, parlak ve soğuk göğün altında sert rüzgarların gıdıkladığı baştan aşağı sonbahar renklerine bürünmüş kırları izlerken, kendime ve içinde bulunduğum durum hakkında ne biliyorsam gözden geçirdim.

Greenwood’a Carl Corey adıyla, kız kardeş Evelyn Flaumel tarafından yatırılmıştım. Bu, on beş gün önce gerçekleşen bir araba kazasını takiben olmuştu, bu kazada kemiklerim kırılmıştı ama artık rahatsızlık duymuyordum. Kız kardeşim Evelyn’i anımsamıyordum. Greenwood’dakilere beni uyuşturulmuş halde tutmaları tembih edilmişti, kendime gelip de onları tehdit ettiğimde yasalardan korkmuşlardı. Güzel.

Her nedense, birisi benden korkuyordu. Bundan var gücümle faydalanacaktım.

Zihnimi zorlayarak kazayı hatırlamaya çalıştım, başım ağrıyana kadar kafa yordum. Bir kaza değildi. Bu izlenim vardı içimde, gerçi sebebini bilmiyordum. Bulacaktım ve birileri bunu ödeyecekti. Hem de çok, çok kötü ödeyecekti. Korkunç bir öfke alevlendi bedenimde. Beni yaralamaya, kullanmaya yeltenen başına geleceklerden sorumluydu ve her kim idiyse, şimdi karşılığını alacaktı. Öldürmek, sorumluyu yoketmek için güçlü bir arzu duyuyor ve biliyordum ki, bu şeyi hayatımda ilk hissedişim değildi, bu yoldan geçmişte daha önce de geçtiğimin farkındaydım. Bir çok kez.

Ölü yaprakların düşüşünü izleyerek pencereden dışarıya diktim gözümü.

Büyük Şehir’e ayak basar basmaz ilk işim en yakın berberde

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir