Kızıl Soruşturma / Arthur Conan Doyle

Kızıl SoruşturmaKızıl Soruşturma

Kızıl Soruşturma’dan…

Ellerini çırpıp, yeni bir oyuncağı olmuş küçük bir çocuğun sevinciyle, “Ha! Ha!” diye bağırdı. “Buna ne diyeceksiniz?”

“Çok dikkat gerektiren bir deney,” dedim.

“Güzel! Güzel! Eski Guaiacum deneyi çok beceriksizce yapılmıştı ve sonuçları belirsizdi. Kan hücrelerinin mikroskopla incelenmesi deneyi de öyle. Kan lekeleri birkaç saatlik olursa, ikinci deneyin hiçbir anlamı kalmaz. Şimdi bu test, kan lekeleri ister yeni ister eski olsun, olumlu sonuç verir gibi gözüküyor. Bu test daha önce icat edilmiş olsaydı, dünyadaki yüzlerce insan, işledikleri suçların cezasını çok uzun zaman önce çekecekti.”

“Öyle!” diye mırıldandım.

“Suç dosyaları, sürekli olarak bu noktaya dayanıyor. Bir adamdan, suç işlendikten aylar sonra şüphelenilir. Çamaşırları ya da giysileri incelenir ve üzerlerinde kahverengi lekeler bulunur. Bunlar kan lekesi midir, çamur izi midir, pas lekesi midir, nedir? Bu soru, birçok uzmanın aklını karıştırmıştır, neden mi? Çünkü güvenilir bir test yoktu. Şimdi, elimizde Sherlock Holmes’un testi var ve artık hiçbir güçlük yaşanmayacak.”

Konuşurken gözleri parıldıyordu; elini kalbinin üzerine götürdü ve hayâl gücünün eseri olup, kendisini alkışlayan hayali bir kalabalığa selâm vererek başını eğdi.

“Tebrik edilmeniz gerek,” dedim, bu coşkusuna oldukça şaşırmış bir halde.

“Geçen yıl, Frankfurt’ta Von Bischoff dâvâsı vardı. Bu test olsaydı, suçlu olduğu ispatlanacaktı ve kesinlikle idam edilecekti. Bradfordlu Mason’ı, kötü şöhretli Muller’i, Montpellierli Lefevre’yi ve New Orleans’dan Samson’u işledikleri suçlardan dolayı unutmamak gerek. Bu testin, sonucunu belirleyebileceğine inandığım daha birçok dâvâ sayabilirim.”

“Ayaklı bir suç takvimi gibisiniz,” dedi Stamford, gülerek. “Bu bilgilerden yola çıkarak bir yazı yazabilirsiniz. Başlığına da “Geçmişten Polis Haberleri” dersiniz.”

“Çok ilginç bir yazı olabilirdi,” dedi Sherlock Holmes, parmağının üzerindeki yaraya küçük bir parça bandaj yapıştırarak. Yüzünde bir gülümsemeyle dönerek, “Dikkatli olmalıyım,” diye devam etti, “Çünkü zehirli maddelerle çok uğraşıyorum.” Konuşurken elini kaldırmasıyla birlikte, elinin her yanının aynı küçük bandajlarla kaplı olduğunu ve renginin bozulduğunu gördüm.

“Buraya iş için geldik,” dedi üç ayaklı yüksek bir tabureye

LİNK

Author: epubindir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir