İktidar Mahkumları / Arkadi & Boris Strugatski

İktidar Mahkumlarıİktidar Mahkumları

İktidar Mahkumları’ndan…

Maxim, geminin kapağını açtı, dışarı eğildi ve dikkatle gökyüzünü incelemeye başladı. Deniz seviyesinin hemen üzerinde yükselen bu katı görünümlü boş saydamlık, yaşanabilir dünyalar ve sonsuz uzay hakkında fikir vermekten yoksundu. Tıpkı “Kutsal Kitap”ta anlatılan gökkubbe gibi pürüzsüz ve yoğun, bir kor halinde parlıyordu. Şüphesiz, bu gökkubbe yerel atlasın güçlü omuzlarında yükseliyordu. Gözleri, gemisinin yararak içine girdiği deliği aradı, fakat orada değildi. Yerinde iki iri leke, tıpkı su üzerindeki iki ölü beden gibi gökkürede sürükleniyordu. Kapağı fırlatarak olabildiğince açılmasını sağladı ve kuru, uzun çimenlere atladı.

Sıcak, ağır hava, toz ve paslı demir kokuyordu. Gezegen, tahrip edilmiş bitki örtüsüyle hayatı anımsattığı kadar ölümü, uzun ve anlaşılamaz bir geçmişi de anımsatıyordu. Çimenler bel hizasındaydı. Hemen yakınında karanlık ve korkutucu bir şekilde beliriveren sık çalılıklar, tek tük, kasvetli çarpık çurpuk gövdeli ağaçlar manzarayı oluşturuyorlardı. Etraf dünyadaki bir dolunay gecesi kadar aydınlıktı. Bir tek farkla; dünya ayının oluşturduğu gölgeler ve puslu gece mavisinin aksine burada her şey cansız, yavan ve griydi. Gemi, bayırlarla çevrili çok büyük bir oyuğun tam dibinde duruyordu. Etrafını çevreleyen arazi, sarp ve dimdik bir şekilde soluk ufuğa doğru yükseliyordu. Maxim’in gördüğü manzara çok garipti. Çünkü durgun nehir besbelli bir bayır üzerinden batı yönünde yukarı doğru akıyordu.

Maxim, avuç içini geminin soğuk ve rutubetli yüzeyinde gezdirerek, gemi etrafında bir daire çizdi. Çarpma sonucu oluşan izler, bulmayı beklediği yerlerdeydiler. Duyu halkasının altında derin ve çirkin bir göçük oluşmuştu. Burası gemi aniden sarsılıp aşağı yukarı savrulduğunda zarar görmüş olmalıydı. O anda siberpilot dahi kendisinin aşağılandığını hissetmiş, çocuklar gibi küsmüş bunun üzerine Maxim gemi kontrolünü ele almak zorunda kalmıştı. Lumbozun yanındaki keskin ve biçimsiz kenarlı oyuk ise, bu sarsıntıdan on saniye sonra oluşmuş olmalıydı. Maxim . gökküreye tekrar baktı. Karanlık lekeler artık güçlükle seçilebiliyordu. “Stratosferde bir meteor yağmuru ha?” diye düşündü. “Olasılık -0.00” Fakat uzayda her şeyin olması – hemen ya da çok sonra

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir