Madde 22
Madde 22’den…
İlk görüşte aşktı bu.
Yossarian papazı görür görmez, ona çılgınlar gibi âşık oldu.
Yossarian hastanede yatıyordu. Karacigerindeki ağrı, sarılık için beklenenden birazcık azdı. Hastalığın tam olarak sarılık olmaması doktorların kafasını karıştırıyordu. Sarılık olsa tedavi edebilirlerdi. Sarılık değilse ve ağrı kaybolursa Yossarian’ı taburcu edebilirlerdi. Ama sarılık için beklenenden birazcık az bir ağrının hiç kesilmeden sürmesi onları şaşırtıyordu.
Her sabah geliyorlardı ağızları laf yapan ama gözlem yapamayan üç çalışkan, ciddi adam. Onlara çalışkan ve ciddi bir Hemşire Duckett eşlik ediyordu; Yossarian’dan hoşlanmazdı. Yatağın ayakucundaki çizelgeyi okuyorlar, sabırsız tavırlarla ağrının durumunu soruyorlardı. Yossarian ağrının tıpkı dün sabahki gibi olduğunu söylediğinde sinirleniyorlardı.
“Bir değişiklik yok mu?” diye sordu albay.
Yossarian başını hayır anlamında iki yana sallayınca doktorlar bakıştılar.
“Ona bir hap daha verin.”
Hemşire Duckett Yossarian’a bir hap daha verileceğini not etti, sonra dördü birden bir sonraki yatağa ilerlediler.
Hemşirelerin hiçbiri Yossarian’dan hoşlanmazdı. Aslında, karacigerindeki ağrı geçmişti, ama Yossarian hiçbir şey söylemiyor, doktorlar da hiç kuşkulanmıyordu. Yalnızca bağırsak hareketlerinden muzda-rip olduğunu ve kimseye söylemediğini tahmin ediyorlardı.
Yossarian hastanede istediği her şeye sahipti. Yemekler fena değildi, üstelik her öğün yatağına getiriliyordu. Fazladan taze et veriyorlardı ve sıcak öğlen saatlerinde ona ve diğer hastalara soğuk meyve suyu veya soğuk çikolatalı süt getiriyorlardı. Doktorlar ve hemşireler dışında kimse rahatsız etmiyordu onu. Sabah, kısa bir süre için mektup sansürlemesi gerekiyordu, ama o iş bittikten sonra, günün kalanını, temiz bir vicdanla aylak aylak yatarak geçirmekte özgür oluyordu.
Hastanede rahatı yerindeydi ve hastanede kalmaya devam etmesi de mesele değildi; çünkü ateşi hep 38,3 çıkıyordu. Dunbar’dan bile rahattı. Yemeklerini yatağına almak için onun devamlı yüzüstü sarkması gerekiyordu.
Savaşın geri kalanını hastanede geçirmeye karar verdikten sonra, Yossarian tanıdığı herkese mektup yazıp hastanede olduğunu bildirdi ama sebebini açıklamadı. Bir gün aklına daha iyi bir fikir geldi. Tanıdığı herkese tehlikeli bir göreve gideceğini yazdı. “Gönüllü anyorlar. Çok tehlikeli bir görev ama birinin…