Şehir ve Yıldızlar / Arthur C. Clarke

Şehir ve YıldızlarŞehir ve Yıldızlar

Şehir ve Yıldızlar’dan…

Beyaz Solucanların Mağarası’ndan çıkmak için saatlerce uğraşmışlardı. Şimdi bile, soluk renkli canavarların birkaçının peşlerinde olmadığından emin olamıyorlardı ve silahlarının enerjisi tükenmek üzereydi. Kristal Dağ’ın labirentlerindeki esrarengiz rehberleri olan havada süzülen ışıktan ok, ileride onlara işaret ediyordu. Daha önce defalarca yaptığı gibi onların daha da korkunç tehlikelere sürükleyebilirdi, yine de onu izlemekten başka seçenekleri yoktu.

Alvin arkadaşlarının tümünün hâlâ kendisiyle olup olmadıklarını görebilmek için arkasına baktı. Alystra hemen arkasındaydı, maceraları başladığından beri müthiş dehşetler ve güzellikler sunmuş olan, soğuk, ancak devamlı yanan ışık küresini taşıyordu. Soluk beyaz ışık dar koridoru dolduruyor, duvarlardan yansıyordu; enerjisi yettiği sürece nereye gittiklerini görebilir ve gözle görülür tehlikeleri fark edebilirlerdi. Ama Alvin çok iyi biliyordu ki, bu mağaralardaki en büyük tehlikeler görülebilir olanlar değillerdi.

Alystra’nın arkasından projektörlerinin ağırlığıyla boğuşan Narrillian ve Floranus geliyordu. Alvin bir an için o projektörlerin neden o kadar ağır olduklarını düşündü, yanlarına yerçekimi yok edicileri verilse çok daha basit olurdu. En umutsuz maceraların ortasında bile hep böyle şeyler düşünürdü. Aklından böyle düşünceler geçtiğinde sanki gerçekliğin yapısı bir an için aralanır ve duyuların dünyasının ötesinde tamamen farklı başka bir dünya görür gibi olurdu…

Koridor boş bir duvarda son buluyordu. Ok onlara yine ihanet mi etmişti? Hayır. Daha yaklaşırlarken kaya dağılıp toza dönüşmeye başladı. Sivri bir metal kargı dönerek duvarı deldi ve hızla genişleyerek dev bir vidaya dönüştü. Alvin ve arkadaşları geri çekilip makinanın yolunu açarak mağaraya girmesini beklediler. Yeraltı aracı, taşa sürtünen metalin sağır edici gıcırtısıyla -şüphesiz Dağın tüm girintilerinde yankılanmış ve kabus yaratıklarını uyandırmıştı!- duvarı yıkıp yanlarına gelerek durdu. Büyük bir kapı açıldı ve Callistron belirdi; bağırarak acele etmelerini söylüyordu. (Alvin, “Niye Callistron?” diye merak etti. “Onun ne işi var burada?”) Bir an sonra güvendeydiler ve makine bir anda hareket ederek yeryüzünün derinliklerindeki yolculuğuna başladı.

Macera sona ermişti. Az sonra her zaman olduğu gibi evlerinde olacaklar

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir