Gizli El / Reşat Nuri Güntekin

Gizli ElGizli El

Gizli El’den…

Bir gün evvel bizi üzmüş, yahut eğlendirmiş bir vak’amn rüyasını ertesi sabah birbirimize anlatır, ufak tefek varyasyonlarla uykumuzda hemen hemen aynı şeyleri görmüş olduğumuza hayret ederdik. Şimdi ben, ona istikbali göstermeğe çalışıyordum. O, bana Narlı çiftliğinden bahsediyordu. Hattâ bu cevabı verirken sesinde ve bakışlarında kasda, inada benziyen bir şey de vardı. Karımla yollarımız ayrılmağa mı başlıyordu?

— Çok garip bir fikir Seniha, dedim, bıkmadın mı daha Narlı çiftliğinden?

— En güzel günlerimizi orada geçirmedik mi Şeref?

— Evet ama, bir çiçek verdi diye bir toprak saksıyı ölünceye kadar başımızın üstünde mi taşımak lâzım?

Seniha, dikkatli dikkatli yüzüme bakıyordu. Bu sözüm, yeni hayatımda yeni arkadaşlarımla konuşurken yapmayı âdet edindiğim hafif esprilere çok benziyordu. Dizlerimde oturmakta devam ettiği halde, başını biraz geriye alarak ısrarla bana bakmasından onun da bunu düşündüğünü anlar gibi oldum. Seniha’ya eskiden:

— Hem erkek, hem yaşça senden beş, altı yaş büyük olduğum halde, neden daima senin yanında çocuk kalıyorum ben? Meryem Ana gibi bir şey oldun sen benim için, derdim.

Bu bakış, beni yine o zamanki halime döndürdü. Yeni muhitimdeki yeni ümidimi tekrar kaybetmiştim. Küçük putunun karşısında bir ibadet vecdine düşen eski köylü çocuğu olmuştum.

Susuyorduk. Çünkü birbirimizin ne demek istediğini kâfi derecede anlamıştık, konuşmak: Birbirimizi aldatmağa çalışmak olacaktı, ayıp olacaktı. Başım önümde, yine eskisi gibi: — Beni İstanbul’a getiren, hoşlanmadığını hissettiğim bir hayata teşvik eden sen değil misin? dedim. Galiba ona söylenebilecek şeylerin en iyisini bulmuştum. Seniha, ağır tavrını değiştirmedi. Fakat, yumuşamamıştı.

— Evet ama, dedi, bu, lâzımdı, oradaki hayatından, memnun olmadığını görüyordum. Ben, kendim için de-miyeceğim; fakat, o yaşama tarzı seni tatmin etmiyordu. Bir neşesizlik, bir bedbinlik çökmüştü sana. «Ben bir ot gibi yaşayıp öleceğim burada… Ben hiçim!» diyordun… «Babanın yanaşmalarından ne farkım var benim bu çiftlikte?» diyordun… Bir erkeğin kendini küçülmüş görmesi tehlikelidir Şeref.

Onun için İstanbul’ da şansını denemeni istedim… Bir hiç olmadığını anlamanı istedim… Hepsi

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir