7 / Cem Akaş

77

7’den…

“Hakan Abi, bir de şu Belirsizlik İlkesini anlatsana.”

“Anlatırız. Önce şu problemleri bitirelim. Heey, yavrularım, evet siz, susun artık da biraz ben konuşayım. Herkesin işi gücü var.”

Boğaziçi’nde birinci sınıf öğrencileriyle kitaptan fizik problemleri çözüyor Hakan. Birkaç bölüm değiştirdikten sonra fizikte karar kılmış ve İTÜ’den mezun olmuştu; şimdi burada master yapıyor, asistanlığı var. 27 yaşında – ne çok genç, ne çok büyük, öğrencilerle iyi iletişim kurabilmesi belki biraz da o yüzden. Sınıfta rahat. Otorite kompleksi yok. Konusunu iyi biliyor. Öğrencilerin, hele zeki öğrencilerin karşısına çıkmak, efsanelerdeki tekinsiz köprülerden geçmekle eşdeğerdir, çünkü karşılarındakinin boş mu dolu mu olduğunu, kafasının çalışıp çalışmadığını hemen anlarlar, zayıf noktalarının envanterini üç derse kalmadan çıkarırlar ve genelde gözünün yaşına bakmazlar. Hakan’ın bu sınavı başarıyla vermiş olduğu belli.

“Tamam mı? Herkes anladı mı olay neymiş? İyi öyleyse. Biri bir şey sormuştu az önce-”

“Ben,” dedi öğrencilerden biri, adı Cem’di, “Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi var ya, ne işe yarıyor şimdi bu?”

“Tamam. Bu ilke der ki, bir atom parçacığının aynı anda hem kesin konumunu hem de momentumunu belirlemek imkansızdır. Yani neymiş -” tahtaya dönüp ∆p ∆x = h denklemini yazıyor, “∆p momentumdaki belirsizliği, ∆x konumdaki, yani parçacığın nerede olduğu hakkındaki belirsizliği gösterirse, bu ikisinin çarpımı bir sabite eşittir. Bu sabit de bildiğimiz Planck sabiti. Momentumun belirsizliği küçükse, yani hızını ve yönünü oldukça kesin biliyorsan, o parçacığın konumunun belirsizliği büyük olacak, yani nerede olduğunu pek bilemeyeceksin. Eğer hızını tam olarak biliyorsan, yeri hakkında hiçbir şey bilemeyeceksin demek bu.”

“Bu sadece atomlar için mi geçerli? Daha büyük şeylere de uyuyor mu?”

“Sen araba kullanıyor musun?”

“Evet?”

“İyi o zaman, giderken dikkat et, hız göstergesine bak, tamam mı, biraz daha bak, iyice bak, hızından tam emin olduğunda başını kaldır. Bir de bakmışsın öbür dünyadasın. Belli olmaz.”

Sınıftan “Öff, bu iğrenç esprilere katlanmak zorunda mıyız?” sesleri yükseliyor, dersin bitiş saati de geçmiş zaten, herkes toplanmaya başlıyor

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir