Dünya Mitolojisi / Donna Rosenberg

Dünya MitolojisiDünya Mitolojisi

Dünya Mitolojisi’nden…

Pek çok söylencenin simgesel içeriğini anlayabilmek için, yeryüzü merkezli anaerkil dinlerle, daha yakından tanıdığımız, gökyüzü merkezli ataerkil dinler arasındaki temel farklılıkları bilmek önemlidir. Anaerkil toplumun siyasal, ekonomik, toplumsal ve dini temeli tarımsal yıla dayanır. Tarımın Önemi, tüm yaşayan nesnelerin doğumdan olgunluğa, oradan ölüme ve oradan da (ekrar doğuşa giden gelişimlerini vurgulayarak dairesel bir yaşam görüşünü beslemiştir.

Mevsimden mevsime iklimin görece sabit kaldığı ülkelerde bile, İnsanlar kendi hayatlarının gelişimiyle, hayvanlar ve bitkilerin hayatlarının gelişimi arasında bir bağlantı kurabilmişlerdir.

Anaerkil toplumlarda Ulu Tanrıça ya da Ana Tanrıça veya Doğa Ana’ya hayat veren en üstün tanrıdır. O, tüm insan hayatının ve bütün yiyeceklerin kaynağıdır. Kalıcı olabilmek için, toplumlar çocuk yapmak ve yiyecek üretmek zorundadır. Ulu Tanrıça’nın nimetlerine ne denli bağımlı olduklarını bilirler ve bu nimetlere kavuşabilmek için düzenli olarak ona ibadet ederler.

Kraliçe, Ulu Tanrıça’nın kişileşmiş halidir ve büyük bir ekonomik, toplumsal ve dini güce sahiptir. Böylece anaerkil toplumlarda bütün kadınlar değerlidir ve birçokları Önemli konumlara ulaşmışlardır. Kadınlar aile reisi olmuşlar, miras, anneden kızlarına ve en Önemlisi, tahminen en son ölecek ve aileyi en uzun süre devam ettirecek olduğundan küçük kızlara geçmiştir. Çocuklar, babaları kendi annelerinin evinde kız kardeşlerinin çocuklarının yetiştirilmesine yardıma olurken, anneleri ve dayıları tarafından yetiştirilmektedirler. Çocukların ahlaki yükümlülükleri öncelikle anneleri ve onların kardeşlerine karşıdır.

Erkeklerin dölleme, yani doğumdaki rollerinin anlaşılmasının ve değerlendirilmesinin bir sonucu olarak kraliçe bir koca alır ve bir yıl için onu kutsal kral ilan eder. Başlangıçta bu kişi, onun ya kardeşi ya da oğludur, daha sonra oğlunu temsil eden bir genç olmuştur. Pek çok genç, kutsal kral olabilmenin onurunu elde edebilmek için birbirleriyle yarışmıştır. Fiziksel güç ve oldukça usta şekilde yay kullanmayı gerektiren pek çok yarışmayı kazanmak zorundadırlar. Herakles’in Nemea aslanı, Girit boğası, Erymanthos domuzu ve Artemis’in geyiğine karşı mücadelesi bu yarışmaların tipik örnekleridir. Odysseus’un katıldığı ve kazananın Penelope ile evleneceği okçuluk yarışması

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir