Sırça Anahtar / Dashiell Hammett

Sırça AnahtarSırça Anahtar

Sırça Anahtar’dan…

Pencereye yürüdü. Sokağın karşısındaki yapıların tepesinde hava ağır ve karanlıktı. Madvig’in arkasındaki telefona gidip bir numara çevirdi. “Alo, Bernie. Ben Ned. ‘Peggy O’Toole’ kaça kaç veriyor?.. O kadarcık mı?.. Eh, beş yüzer koy benden… Tabii… Yağmur yağacak gibi, yağarsa da, ‘Incinerator’u geçer… İyi, daha iyi bir fiyat ver öyleyse. Tamam.” Alıcıyı yerine koyup Madvig’in önüne geldi gene.

Madvig, “Kısmetin bozulunca niçin biraz ara vermiyorsun?” diye sordu.

Ned Beaumont yüzünü ekşitti. “Para etmiyor; şanssızlık dönemini uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. O bin beş yüzü azar azar dağıtacağıma birden yatırmalıydım aslında. Başına gelecek varsa, bir an önce gelsin en iyisi.”

Madvig başını kaldırıp güldü. “Dayanabilirsen eğer,” dedi.

Ned Beaumont ağzının kenarlarını aşağı sarkıttı; bıyığının uçları peşlerinden gitti.

“Dayanmam gereken her şeye dayanırım,” dedi kapıya yürüyerek.

Elini kapı tokmağına koyduğunda, Madvig içtenlikle, “Doğrudur, Ned, yaparsın,” dedi.

Ned Beaumont dönüp sordu: “Ne yaparım?”

Madvig bakışlarını pencereye çevirdi. “Her şeye dayanırsın.”

Ned Beaumont, Madvig’in öte yana dönük yüzünü inceledi. Sarışın adam huzursuzca kıpırdanıp cebindeki bozuklukları şıngırdattı gene. Ned Beaumont gözlerini boşlaştırıp gerçekten şaşkın bir sesle, “Kim yapar?” diye sordu.

Madvig’in yüzü kıpkırmızı oldu. Masadan kalkıp Ned Beaumont’a doğru bir adım attı.

“Cehennemin dibi,” dedi.

Ned Beaumont güldü.

Madvig utanarak gülümsedi ve yeşil kenarlı bir mendille yüzünü sildi. “Eve neden hiç uğramıyorsun?” diye sordu.

“Annem dün gece seni bir aydır görmediğinden yakınıyordu.”

“Hafta içinde bir akşam damlarım belki.”

“Gel ya. Anam seni sever, bilirsin. Yemeğe gel.” Madvig mendili cebine koydu.

Ned Beaumont, ağır ağır, gözünün kenarını sarışın adamdan ayırmaksızın kapıya yöneldi gene. Elini tokmağa götürüp sordu: “Beni niçin görmek istemiştin?”

Madvig alnını kırıştırdı. “Evet, yani…” Öksürdü. “Eee… aslında… başka bir konu.” Birden çekingenliği yok oldu, durgun, güvenli bir tavır geldi üstüne. “Bu işleri sen benden iyi bilirsin.

Perşembe günü Bayan Henry’nin doğum günü. Ona ne armağan alayım dersin?”

Ned Beaumont elini kapı

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir