Türk Sokağındaki Ev / Dashiell Hammett

Türk Sokağındaki EvTürk Sokağındaki Ev

Türk Sokağındaki Ev’den…

Gantvoort’un ölüye ait olmadığını söyledikleri cüzdanı alıp bana doğru kaydırdı.

“Bu da yolda, arabadan bir-bir buçuk metre ötede bulundu.”

Ucuz, adi bir cüzdandı ve üstünde ne yapanın markası ne de sahibinin adının baş harfleri vardı, içinde iki on dolarlık banknot, üç gazete kupürü ve daktiloyla yazılmış altı isimlik bir liste vardı, listedeki ilk isim Gantvoort’unkiydi.
Kupürlerin üç ayrı gazetenin küçük ilan sayfalarından geldikleri anlaşılıyordu -hurufat farklıydı çünkü- ve şöyle diyorlardı:

George — Her şey hazır. Fazla bekleme. D.D.D.

R.H. T. — Cevap vermiyorlar – FLO

Cappy — Tam on ikide ve uyanık ol. BİNGO

Daktilo edilmiş listedeki isim ve adresler -Gantvoort’un altındakiler- şöyleydi:

Ouincy Heatbcote, 1223 Güney Jason Sokağı, Denver B.D. Thornton, 96 Hughes Meydanı, Dallas Luther G. Randall, 615 Columbia Sokak, Portsmouth J.H. Body Willis, 5444 Harvard Sokağı, Boston Hannah Hindmarsh, 218 Doğu 79. Sokak, Cleveland

“Başka,” diye sordum, bunları inceledikten sonra.

Çavuşun verecekleri bitmemişti henüz.

“Ölünün yaka düğmeleri önlü arkalı çıkarılmıştı, ama yakası da kravatı da yerli yerindeydi. Ve sol ayakkabısı gitmişti. Ortalığı altüst ettik, ne pabucu, ne düğmeleri bulabildik.”

“O kadar mı?”

Her şeyi bekleyebilirdim artık.

“Daha ne istiyorsun ulan,” diye hırladı. “Yetmez mi?”

“Parmak izi?”

“Sıfır. Hepsi ölünün.”

“Ya içinde bulunduğu araba?”

“Dr. Wallace Girargo diye birisine kayıtlı. Bu akşam saat altı gibi telefon edip McAllister ve Polk sokaklarının kesiştiği yerden çalındığını bildirmiş. Araştırıyoruz, ama bir şey çıkacağını sanmıyorum.”

Whipple’la Charles Gantvoort’un ölüye ait olduğunu söyledikleri eşyalardan bir şey çıkaramadık. Özenle bir daha, bir daha inceledik, ama bir işe yaramadı. Not defterinde bir sürü kâğıt vardı, ama hiçbirinin cinayetle ilgisi yok gibiydi. Mektuplar da’ aynı derecede ilgisizdi.

Cinayet aleti yazı makinesinin seri numarasının yok edilmiş olduğunu gördük, makinenin şasisinden törpülenip silindiği anlaşılıyordu.

“Ne diyorsun?” diye sordu O’Gar. İpuçlarını incelemeyi bitirmiş, oturmuş sigaralarımızı tüttürüyorduk.

“Monsieur Emil Bonfils’i bulsak iyi olur diyorum.”

“Fena olmaz,” diye onayladı O’Gar. “Şu Gantvoort’un adının olduğu listedeki

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir