Parola / Jack Higgins

ParolaParola

Parola’dan…

Ölüler Gününde, çocuklar, dünyadan ayrılan kişilerin mezarlarına yiyecekler, hediyeler götürüp bırakırlar Bolivya’da. Hıristiyan ve putperest geleneklerinin ilginç bir karışımı, olayların gelişmesine de bakılırsa oldukça yerinde. Ama Bolivyalı köylülerin batıl inançlara en çok saplanmış olanları bile ölünün kalkıp da bu fırsattan yararlanmak isteyeceğine inanmaz. Oysa ben buna inanıyordum.

La Huerta, yüksek And dağlarının tepelen arasında gözden uzak, beş altı bin nüfuslu, maden ocakları bulunan bir kasabaydı. Uzak ve ıssız, Peru’dan doğrudan doğruya uçak seferleri yapılmadığı için Lima’dan bir Amerikan maden şirketine kargo getiren eski bir DC 3 uçağıyla geldim. Kasabaya vardığımızda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu, ama her nasılsa küçük terminal binasının dışında bekleyen bir taksi vardı. Sürücüsü kalın bıyıklı, şen bir yerliydi. Sarı muşamba bir yağmurluk giymiş, başına hasır bir şapka takmıştı. Uçaktan bir müşterinin çıkmış olmasına hem şaşırmış, hem sevinmişe benziyordu.

«Otele mi, senyor?» diye sordu valizimi alırken.

«Excelsior Oteli’ne,» dedim.

«Zaten başka otel yok, senyor.» Gece lam basının aydınlığında dişleri parlıyordu. «Bir tek o var.»

Taksinin içi kokuyordu, orasından burasından sular sızıyordu. Tepeden aşağı, kasabanın ışıklarına doğru inerken anlaşılmaz bir sıkıntı kaplamıştı içimi. Ne demeye buradaydım? Daha önce de birçok kez yapmış olduğum şeyi neden yapıyordum? Doğruluğu kesin olmayan bir öykünün peşinden koşuyordum. Ve kasabanın, her biri merkeze giden açık kanalizasyonlu, düz damlı, çökmeye yüz tutmuş evlerle dolu, her köşede yoksulluk ve pisliğin göze çarptığı karmakarışık sokaklarına vardığımızda, içimdeki sıkıntının giderilmesinde La Huerta da bir işe yaramadı.

Bir kaç dakika sonra kasabanın merkezine ulaştık. Tam ortada koloni günlerinden kalma oldukça ilginç, büyük bir çeşme vardı. Su, peri heykellerinin ağızlarından, burun deliklerinden fışkırıyordu. Hâlâ iş görüyor olması küçük bir mucize gibi geldi bana. Otel öteki uçtaydı. Taksiden İndiğim zaman bir takım insanların sağımdaki kemerin altına doluşmuş olduklarını gördüm. Bazıları karnaval giysileri içindeydiler ve nemli havada duman kokusu vardı.

«Nedir bütün bunlar?» diye sordum.

«Azizler Yortusu, senyor. Festival zamanı.»

«Pek

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir