Dünyanın Bütün Sabahları / Pascal Quignard

Dünyanın Bütün SabahlarıDünyanın Bütün Sabahları

Dünyanın Bütün Sabahları’ndan…

Kralın hâlâ oyun oynadığı mermer sarayda.

Arada bir küçük kızlar, özellikle Toinette:

“Annem kimdi?” diye soruyordu.

O zaman yüzü kararıyor, ağzından tek söz çıkmıyordu. Bir gün onlara şöyle söyledi:

“Akıllı uslu kızlar olmalısınız, çalışkan olmalısınız. Sizden hoşnutum, özellikle daha aklı başında olan Madeleine’den.

Annenizi özlüyorum. Eşimden geri kalan anıların her biri bir daha asla bulamayacağım bir sevinç parçasıdır benim için.”

Bir kez de konuşmayı hiç beceremediğini, annelerinin konuşmayı da gülmeyi de pek iyi bildiğini, kendininse dile karşı hiç mi hiç eğilimi olmadığını, başkalarıyla ve kitaplarla bir arada olmaktan, sohbetlere katılmaktan hiç zevk almadığını söyleyerek kızlardan özür diledi. Vauquelin des Yveteaux’nun ve eski dostlarının şiirleri bile hiçbir zaman bütünüyle hoşuna gitmemişti. Bir zamanlar Cardinal’in özel muhafızı olan, sonraları yalnız bir yaşam süren ve Mösyö Marais babanın yerine beylerin ayakkabıcısı olan Mösyö de La Petitiere ile dostluk kurmuştu. Resim için de geçerliydi bu ilgisizliği, Mösyö Baugin’inkiler dışında. Mösyö de Sainte Colombe o zamanlar Mösyö de Champaigne’in yaptığı resimleri bile övmezdi. Ciddi olmaktan çok hüzünlü, sade olmaktan çok, kuru bulurdu onun resimlerini. Mimarlık için de aynı, yontu için de; mekanik sanatlar ya da din konusunda da bir Madam de Pont-Carre değildi tabii.

Gerçekten de Madam de Pont-Carre çok güzel ‘luth’ ve ‘theorbe’ çalardı ve bu yeteneğini hepten Tanrıya adamamıştı. Müzikten onca uzun zaman yoksun kalamadığı için zaman zaman arabasını gönderip onu konağına getirtir, suratı karmakarışık olana dek ‘thöorbe’uyla ona eşlik ederdi. Bir de Kral I. François zamanından kalma siyah bir viyolası vardı ve Sainte Colombe bunu sanki bir Mısır tanrısı putuymuş gibi saygı ve özenle çalardı.

Çocukların yüreklerine korku salan nedensiz öfkelere kapıldığı da olurdu, bu nöbetler sırasında bağırıp çağırarak eşyaları kırıp dökerdi: Bir yandan da boğazlanıyormuş gibi, “Ah! Ah!” diye haykırırdı. Tek başına yaşayan bir adamın kızlarını iyi yetiştiremeyeceği korkusuyla onlara karşı katı davranırdı. Sertti, onları

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir