Her Yerden Çok Uzakta
Her Yerden Çok Uzakta’dan…
Bana bir taş gerekiyordu. Tutunacak, ayakta duracak birşey. Katı, somut bir şey. Çünkü herşey yumuşamaya yüz tutuyor, pelteleşiyor, bir bataklığın içinde sislere gömülüyordu. Sis dört yandan çörekleniyordu. Nerede olduğumu bile bilmiyordum.
Durum gerçekten kötüye gidiyordu. Bir süredir, galiba uzunca bir süredir böyleydi, ama her şeyin su yüzüne çıkmasına o araba yol açmıştı.
Anlayacağınız, o arabayı bana armağan etmekle, “İşte böyle biri olmanı istiyorum. Araba tutkunu, sıradan bir Amerikalı yeniyetme” diyordu babam. Arabayı bana vererek asıl anlatmak istediğim şeyi dile getirmemi olanaksızlaştırmıştı; sonunda öyle biri olmadığımı, hiçbir zaman da olamayacağımı anlamıştım, ama ne olacağımı anlamak için de yardıma ihtiyacım vardı. Oysa şimdi bunları söylemekle, “Armağanını al, istemiyorum!” demiş olacaktım ister istemez. Ama diyemiyordum. O armağana bütün sevgisini koymuştu babam. Bana verebileceği en iyi şey buydu belki de. Benim de ona, “Üstüme gelme, seni de istemiyorum baba!” mı demem gerekiyordu?
Galiba annem bütün bunları anlıyordu, ama gene de bana pek faydası olmadı. Annem iyi bir eş idi, hala öyle. İyi bir eş ve iyi bir anne olmak yaşamındaki en önemli şey. Gerçekten iyi bir eş ve iyi bir anne. Babamı hiçbir zaman düşkırıklığına uğratmaz. Tabii ki bazı konularda parlar parlamasına ama hiçbir zaman kadınların kocalarına davrandığını duyduğum biçimde onu küçümsemez, kırmaz. Bütün önemli olaylarda babamın arkasındadır -o ne yapıyorsa doğrudur.
Evi pırıl pırıl temizler, aşçılığına da diyecek yoktur, çörek ya da kurabiye gibi şeyler de yapar, temiz bir gömlek mi lazım oldu, o saat elindedir. Kas Erimelilere Destek Derneği’nin ya da Yardımsevenler Derneği’nin bir koordinatöre ya da kapı kapı gezen bir tahsildara ihtiyacı olsa, annem hazırdır. Bütün bunlar hesaba katıldığında, küçük de olsa bir aileyi çekip çevirmeyi, huzurlu, gönül rahatlığı içinde bir yaşam sağlamayı kolay iş gözü ile görüyorsanız, bir kaç yıl kendiniz deneyin de anlayın. Annem, çalışıp didinirken kafasını da kullanır. Ama asıl…