Yaban Kızlar / Ursula K. Le Guin

Yaban KızlarYaban Kızlar

Yaban Kızlar’dan…

Bela ten Belen beş arkadaşıyla yağmaya çıkmıştı. Kent yakınında yıllardır göçer kampına rastlanmamıştı. Fakat Doğu Tarlaları’ndaki hasatçılar Günebakan Tepeleri’nin ardından yükselen dumanlar gördüklerini bildirmişlerdi ve altı genç, kaç kamp kurulduğuna bakmaya gideceklerini duyurmuşlardı. Yanlarına geçmişte de göçer kabilelerine yapılan baskınlara kılavuzluk etmiş Bidh Handa’yı rehber almışlardı. Bidh ile kız kardeşi Nata çocukluklarında bir göçer köyünden kaçırılmış ve Kent’te köle büyümüşlerdi. Nata güzelliğiyle nam salmıştı ve Bela’nın kardeşi Alo kızı kendine eş almak uğruna sahibine Belen aile servetinin yüklü kısmını ödemişti.

Bela ile adamları gün boyunca Doğu Nehri’ni izleyerek tepelere koştular. Akşam inerken tepelerin üstüne vardılar ve önlerinde uzanan ovalarda, çayırlar ve kıvrılan derelerin arasında göçebelerin deri çadırlarıyla kurdukları, birbirlerinden epey uzak üç ayrı çemberi gördüler.

“Çamurkökleri toplamaya gelmişler bataklıklara,” dedi kılavuz. “Kent tarlalarını yağmalamayı planlamıyorlar. Planlasalardı kamplarını birbirlerine çok daha yakın kurarlardı.”

“Kökleri kimler toplar?” dedi Bela ten Belen.

“Erkek ve kadınlar. Çocuklarla yaşlılar kamplarda kalırlar.”

“Bataklıklara ne zaman giderler?”

“Sabah erkenden.”

“Yarın sabah toplayıcılar gidince en yakın kampa ineriz.”

“İkincisine, nehrin yanındakine inmek daha iyi,” dedi Bidh.

Bela ten Belen askerlerine dönerek, “Bunlar bu adamın halkı,” dedi. “Zincirlememiz gerek.”

Aynı fikirdeydiler ama hiçbiri yanına zincir almamıştı. Bela pelerininden şeritler yırtmaya koyuldu.

Toprak adamı, saygı ifadesi için yumruğunu alnına bastırarak, “Neden beni bağlamak istiyorsunuz, lordum?” dedi. “Size ve sizden öncekilere göçerlere karşı kılavuzluk etmedim mi? Kent adamı değil miyim ben? Kız kardeşim kardeşinizin eşi değil mi? Yeğenim hem yeğeniniz hem bir tanrı değil mi? Neden Kent’ten kaçıp yabanda açlıktan kıvranan, çamurkökü ve sürüngen şeyler yiyen bu cahillere döneyim?” Taç adamları Toprak adamına yanıt vermediler. Bacaklarını ipek şeritlerle bağladılar, açılması imkânsız, sadece kesilebilecek düğümler attılar. Bela gece nöbet tutacak üç kişi seçti.

Gün boyu yürümekten bitkin genç nöbetçi şafak sökmeden uyuyakaldı. Bidh bileklerini yakılan ateşin korlarına tuttu, ipek bağlarını yaktı ve kaçtı.

Sabah uyanıp kölenin kaçtığını gören

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir