Kasvetli Ev / Charles Dickens

Kasvetli EvKasvetli Ev

Kasvetli Ev’den…

Orada sis ne kadar koyulaşırsa koyulaşsın, çamurla balçık ne kadar derinleşirse derinleşsin, kocamış günahkârların en ölümcülü olan Yüksek Chancery Mahkemesi’nin şimdilerde dünya âleme sergilediği o körü körüne ilerleme ve bata çıka debelenme vaziyetiyle boy ölçüşemez.

Tam da böylesi bir öğleden sonra Başyargıcın başının etrafında sisli bir ihtişamla, kıımızı cüppesi ve perdelerin yumuşak çiti içerisinde oturması, karşısındaki iriyan devasa favorili, ince sesli avukatın bitmez tükenmez dosyasını dinlemesi, aynca sisten başka hiçbir şey görememesine rağmen bakışlarını açıktan açığa tavandaki fenere takması gerekir -ki bunları yapıyor da zaten. Böylesi bir öğleden sonra Yüce Chancery Mahkemesi Barosu’nun bir kısım üyelerinin, bitmek bilmez bir davanın onbinlerce safhasından biriyle hülyalı hülyalı uğraşmaları, kaypak emsaller üzerinde birbirlerine çelme takmaları, diz boyu ayrıntılara batmalan, keçi ve at kılından yapılma peruklarla süslü kafalarını kelime duvarlarına toslamaları ve oyuncular gibi ciddi suratlarla adaleti arama rolünü oynamalan gerekir -ki oynuyorlar da zaten.

Böylesi bir öğleden sonra davayla alakalı, birkaçı davayı bu işten bir servet kazanmış olan babasından miras almış muhtelif davavekillerinin hasır kaplı uzun bir kuyuda (ama o kuyunun dibinde Hakikati aramak beyhu-dedir) tek sıra halinde, sicil kâtibinin kırmızı masasıyla ipek cüppeler arasında, dilekçeler, karşı dilekçeler, cevaplar, cevabın cevapları, ihtarlar, yeminli beyanlar, nüshalar, ustalara yapılmış göndermeler, ustaların raporları, pahalı saçmalık dağlan önlerine yığılmış vaziyette durmaları gerekir.

Yer yer tükenmiş mumlarıyla varsın mahkeme loşluğa gömülsün; varsın sis hiç dağılmayacakmış gibi üzerine çöksün; varsın vitray camların rengi solup içeriye hiç gün ışığı sokmasın; sokaktan geçerken kapıdaki camlardan içeriye bakan buranın acemileri, mahkemenin o meşum havası yüzünden; Başyargıcın gözlerini o ışıksız lambaya dikmiş ve refakatçi memurların peruklarını sis batağına kaptırmış vaziyette oturduğu; o sümenli kürsüden ruhsuzca yükselerek tavanda yankılanan o sonsuz konuşma yüzünden ürkerek içeri girmekten varsın vazgeçsinler!

Chancery Mahkemesi budur işte; her eyalette çürümeye yüz tutmuş evler, çoraklaşmış topraklar bırakır, her tımarhanede yıpranmış dehlen, her mezarlıkta ölüleri vardır, ayakkabıları

1.Kitap

LİNK

2.Kitap

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir