Yandaş
Yandaş’tan…
Çaresizce, yakarırcasına soruyor. Burada, bende bıraktığı korkunç anılar, onunkilerin yanında hiç kalır. İdamına yürüyüşü, ağabeyinin ihaneti, korku serumu… Onu buradan çıkarmalıyım.
Cara başını kaldırıp merakla bakıyor. Artık derime sığamıyormuşum gibi rahatsız hissediyorum. Birinin bana bakmasından nefret ediyorum.
“Evelyn, şehri kontrolü altına aldı,” diyorum. “Kimse ondan izin almadan adımını atamıyor. Birkaç gün önce, zalimlere karşı birleşmemiz gerektiğine dair bir konuşma yaptı. Dışarıdaki insanlardan bahsediyor.”
“Zalimler mi?” diyor Christina. Cebinden küçük bir şişe çıkarıp içindekini ağzına boşaltıyor -sanırım bacağındaki kurşun yarası için ağrı kesici yutuyor.
Ellerimi cebime kaydırıyorum. “Evelyn -ve aslında birçok insan- daha sonra kullanmak üzere bizi buraya tıkan bir avuç insan için şehri terk etmememiz gerektiğini düşünüyor. Çözümü başkalarına bırakmaktansa, şehri iyileştirip sorunlarımızı kendi kendimize çözmemizden yanalar. Tabii bu benim yorumum,” diyorum. “Annemin bu fikirden çok hoşlandığı konusunda şüphelerim var, çünkü burada kapalı kaldığımız sürece ipler onun elinde olacak. Buradan çıktığımız anda, ipler elinden kaçar.”
“Harika.” Tris gözlerini deviriyor. “Tabii ki en bencilce yolu seçecekti.”
“Haklı olabilir.” Christina, parmaklarıyla şişeyi kavrıyor. “Şehirden gitmek istemediğimi, dışarıda ne olduğunu merak etmediğimi söylemiyorum, ama burada yeterince derdimiz var. Daha önce hiç tanışmadığımız bir avuç insana nasıl yardım edebiliriz?”
Tris bunun üzerine düşünürken, yanağını kemiriyor. Sonunda, “Bilmiyorum,” diyerek durumu kabulleniyor.
Saatim üçü gösteriyor. Burada gereğinden uzun kaldım, Lvelyn in şüphelenmesine yetecek kadar uzun… Oysa yalnızca Tris’le bağlarımı koparmak için geldiğimi, fazla kalmayacağımı söylemiştim. Bana inandığından emin değilim.
“Dinleyin,” diyorum. “Gelmemin asıl sebebi sizi uyarmak -bütün tutsakları yargı karşısına çıkarmaya başlıyorlar. Hepinize doğruluk serumu verecekler ve işe yararsa, hepiniz hain olarak yargılanacaksınız. Bence hepimiz bunu es geçebiliriz.” “Hain olarak yargılanmak mı?” diye kaşlarını çatıyor Tris. “Bütün şehre gerçekleri göstermek, ne zamandan beri ihanet sayılıyor?”
“Liderlerinize meydan okudunuz,” diyorum. “Evelyn ve takipçileri, şehirden ayrılmak istemiyor. O videoyu gösterdiğiniz için size teşekkür etmeyecekler.”
“Janine’den farkları yok!” Bir şeye vurmak istiyormuş gibi yumruklarını sıkıyor, ama vurabileceği…
Güzel bir yazı.