Alamut Efsaneleri
Alamut Efsaneleri’nden…
İsmâilîler gibi genelde Müslüman düşmanları tarafından “malahida” (veya “mulhi dun”) şeklinde adlandırıldılar. Nizarilerin daha nadir olarak, “el-Haşaşiye” ya da haşhaş kullanan toplum manasına gelen “cemaat el-Haşaşiye” gibi aşağılayıcı kavramlar ve anlatımlarla da isimlendirildikleri olmuştur.
Haşaşiye teriminin ilk kez yazılı olarak Nizariler için kullanılışı, İslâmi kaynaklarda bu ismin bilindiği kadarıyla ilk kez ortaya çıkışını temsil eden, sonradan Mustali İsmâilîleri tarafından imam olarak tanınan halife elAmir adına Mısır’daki Fâtımî sarayında 1123 yılında kaleme alınan son derece Nizari karşıtı, eleştirel bir mektupla olmuştur.
Daha önce de bahsedildiği üzere Suriye’deki Mustalilere gönderilen bu mektup, önceden kaleme alınan ve bir yandan elAmir’in amcası Nizar’ın İsmâilî imamlığı üzerindeki hak iddiasını yalanlarken diğer yandan da Mustali imam silsilesinin meşruluğunu savunan el-Hidaye el-Amiriye den sonraki ikinci girişimdi. Bu mektupta, Haşaşiye terimi hiçbir açıklama yapılmadan, Nizarileri tanımlamak için iki kez kullanılmıştır. Bu durum, söz konusu terimin daha 12. yüzyılın ilk dönemlerinde İslâm dünyasında; en azından Mısır ve Suriye’de genel olarak bilinen bir terim olduğunu göstermektedir.
Yazdığı Nusrat elfatra isimli tarih kitabının; 1226 yılında el-Bundari tarafından yapılan bir derlemede sadece kısaltılmış bir haliyle günümüze ulaşabildiği Imad el-Din Muhammed el-Kâtip el-İsfahani tarafından 1183 yılında kaleme alınan; bilinen ilk Selçuklu vakayinamesinde Suriye Nizarileri ikinci olarak “Haşaşiye” ismiyle anılmışlardır. Bu ilk Selçuklu vakanüvislerinin Haşaşiye, malahida ve Bâtıniye terimlerini birbirlerinin yerine kullanmış olmaları da dikkat çekici bir nottur.
Aynı dönemde yaşamış olan çok az sayıdaki Müslüman yazar da; özellikle Ebu Şama ve İbn Müyesser, Haşaşiye (tekil hali Haşaşi) terimini genellikle Suriye (Şam) Nizarilerini tanımlamak için kullanmışlar ama bu yazarların hiçbirisi söz konusu terimin nereden türediğine dair bir açıklama yapmamışlardır. Örneğin İbn Müyesser sadece, bu insanların Suriye’de “Haşaşiye”, Alamut’ta Bâtıniye ve “Malahida”; Horasan’da Talimiye ve genel olarak da İsmâilîler olarak bilindiklerini belirtmekle yetinmiştir. Sonradan Haşaşiye isminin kullanımı kalkmış gibi görünmektedir. İbn Haldun, bir zamanlar “el-Haşaşiye el-İsmâilîye” olarak adlandırılan Suriye Nizarilerinin, kendi zamanında Fidaviye olarak…