İnci Sokağı / Trevanian

İnci Sokağıİnci Sokağı

İnci Sokağı’ndan…

O da bizimle temas etmekten annece bir güç ve kararlılık derliyordu. AnneMarie acıkmıştı, uykusu gelmişti, neredeyse ağlamak üzereydi. Annem onu kucağına aldı, bir kere daha sokağı kaygılı bakışlarla süzdü, dört yıldır görmediği babamın gelip gelmediğini kontrol etti. Babam bir sabah işe gitmek üzere evden çıkmış, bir daha dönmemiş, annemi yeni yürüyen bir çocukla, karnında bir bebekle, çantasındaki iki dolar ve birkaç sentle ortada bırakmıştı.

Uzun süre ondan haber alamamıştı annem. Derken üç gün önce bir mektup gelmiş, babam sevgili ailesinden kaçtığı için çok üzgün olduğunu, o zamandan beri her dakika ailesinin durumuna kaygılanıp durduğunu belirtmişti. Böyle davranmanın hiçbir mazereti olamayacağının farkındaydı, dediğine göre. Ama karısıyla çocuklarını geçindirebilecek kadar erkek olmadığını hissetmeye dayanamamıştı. Kendisi devreden çıkınca, annemin ailesinin elimiz’den tutacağından emin olduğunu söylüyordu. Annemin babasının onu fiyakalı

bir sahtekârdan pek de farklı görmediği kanısındaydı – ki zaten aslında da öyleydi. Mektupta ayrıca, Âlbany’de iş bulduğunu, bir apartman dairesi tutup yerleştiğini anlatıyordu. Pek aman aman bir iş değildi bulduğu. Daire de ahım şahım değildi. Ama bir başlangıçtı ne de olsa. Ayrıca önemli bir proje üzerinde çalışıyordu. Mektup aslında tam zamanında gelmişti, çünkü LakeK George Köyü’nün yıl boyu açık olan tek restoranının sahibi, turist mevsimi başladığında artık anneme garson olarak ihtiyacı olmayacağını yeni bildirmişti. Kış boyunca annemin akciğer sorunu nedeniyle sık sık hastalanması, adamın onu güvenilmez bir eleman olarak görmesine yol açmış, yerine başkasını almaya karar vermişti.

Albany’ye kadar olan yolculuk boyunca eniştem, bu işin kendisine hem vakit hem de para kaybettirdiğini söyleyip habire homur-danmıştı. Sonra babamı da bize verilen adreste bulamayınca, alelacele eşyalarımızı kamyondan indirmiş, karanlık basmadan geri dönmek zorunda olduğunu, bu eski kamyonun farlarına hiç güvenmediğini söyleyip bizi orada öylece bırakıvermişti. Telaşla kaçmaya çalışırken yolcu tarafındaki kapıyı kapatmayı bile unutmuş, giderken kapı savrulmaya başlamıştı. Uzanıp kapıyı kapamaya çalışırken bir yandan da frene bastığı için kapı çarpıp elini yaralamıştı

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir