Saçmalıklar Çağı
Saçmalıklar Çağı’ndan…
Her bir rafın üstünde kalan boşluğa bile kitaplar sıkıştırılmış, yerden tavana kadar uzanan kütüphanemi tarıyorum ve okumak istediğim tek bir kitap bile göremiyorum. Ardından büyüklüğüne ve klasik, caz, dünya müziği ve yetişkinlere yönelik rock albümleriyle dolup taşmasına rağmen dinlemek istediğim tek bir şarkı bile barındırmayan kuleler dolusu CD koleksiyonuma bakıyorum. Beni dürten şeyi başka yerde aramak gerekecek anlaşılan. Yirmi iki büyük bölgesel ve ulusal mutfağın her birine ayrı bölüm ayıran, dünyanın muhtemelen en kapsamlı ve çeşitli lokanta rehberi Time Out Guide to Eating and Drinking in London’a başvuruyor ve yemeğe çıkacak bir tane dahi heyecan verici yeni yer bulunmamasına somurtarak sayfalarını karıştırıyorum.
Yanıt daha uzakta, yurtdışında tatilin saflığı bozulmamış mutluluğunda aranmalı galiba. Ama web siteleri sadece cesaret kırıp sinir bozuyor. Neden hoş bir eski sahil kasabasında makul fiyatlı, barbekülü terası cıvıldayan, rengârenk çarşıya bakan, bir yandan denize yürüyüş mesafesinde, diğer yandan tüm ana ulaşım bağlantılarına sahip bir daire yok? Hem bundan azına kim razı gelir?
Aynada yüzüme bakıyorum: asit yağmurlarıyla yıpranmış, öfkeli bir çirkinlik heykeli. Altmışların çiçek çocuğu nasıl bu hale gelebildi? Çiçek çocuklarına vaat edilmiş cinsel çeşitliliği henüz tümüyle tadamamışken hem de? Yeni dalgaları hiç saymıyorum. Bugünlerde anal ilişkiyi, grup seksi, bağlayarak seks yapmayı ve cinsiyet değişimi ameliyatını henüz geçirmemiş bir transseksüelle ilişkiyi yaşamamış birisi yaşamış sayılır mı?
Delilik elbette. Ama Batı dünyasında tatminsizlik, tedirginlik, arzu ve kırgınlığın sarhoş edici kokteyliyle huzuru kaçmamış kaç kişi var bugün? Kim daha genç, daha yetenekli, daha saygın, daha tanınmış ve hepsinden önce, cinsel açıdan daha çekici olmanın özlemini çekmiyor? Kim daha fazlasını hak ettiğine inanmıyor ve eline daha fazlası gelmediğinde öfkelenmiyor? Açlıktan kırılan bir Afrikalı çiftçinin, hayatında kendisine hiç oral seks yapılmamış, orta yaşlı bir Batılı erkekten daha az adaletsizlik hissetmesi mümkün.
Tabii pek çok kimse her şeyi birden istemenin saçmalığının da farkında artık. Ama o zaman başka…