Kaybolan Miras / Robert A. Heinlein

Kaybolan MirasKaybolan Miras

Kaybolan Miras’tan…

Ona yetişince, “Nasıl oldu da seni aramak zorunda kaldılar?” diye sordu.

Coburn, şöyle bir dönüp, “Cep telefonumu öbür takım elbisemde bıraktım,” dedi, “özellikle bıraktım – biraz rahat etmek istemiştim. Ama şansım yaver gitmedi.”

Çok yavaş ilerleyen yürüme bantlarına boş vererek, lokali bilim ekibine bağlayan kemer ve geçitlerden geçip, kuzeye ve batıya doğru yola koyuldular. Ancak, Pottenger Tıp Fakültesi’nin karşısındaki 3. Cadde’nin altından geçen taşıyıcı metroya vardıklarında, her yeri su bastığını, makinelerin de çalışmadığını gördüler. Batıya, Fairfax Caddesi taşıyıcısına giderek yollarını uzatmak zorunda kaldılar. Coburn, bahar Güney Kaliforniya’ya sel yağmurları getiriyor diyen mühendislere de, planlama komisyonuna da küfretti – Ticaret Odası ne isterse istesin.

Hekim odasında, ıslak giysilerinden kurtulup, ameliyat için giyinme odasına geçtiler. Bir hademe, Huxley’in beyaz pantolonla galoş giymesine yardım etti ve temizlenmek üzere bir sonraki bölmeye geçtiler. Coburn, ameliyatı yakından izleyebilmesi için Huxley’i bu bölmeye de davet etmişti. Buzlu camın önünde, üç dakika boyunca, katı ve yeşil sabunla iyice temizlendiler, sonra bir kapıdan geçtiler; sessiz, becerikli hemşireler önlük ve eldivenlerini giydirdi. Huxley yakalarını iyice yukarı kaldırmak için parmak ucunda durmak zorunda kalan bir hemşire tarafından giydirilirken kendini aptal gibi hissetti. Cam kapıdan geçirilip 3 no’lu ameliyathaneye götürüldüler. Plastik eldivenli ellerini, yün çilesi sararmış gibi havada tutuyorlardı.

Hasta, çoktan masaya yatırılmış, kafası yukarı kaldırılmış ve kafatası sabitlenmişti. Bir şalter kaldırıldı ve buz beyazı, acımasız bir ışık halkası, bedenin tek açıkta kalan yeri olan kafatasının sağ tarafı üzerine vurdu. Coburn’ün gözleri hızla odayı taradı. Huxley de onun bakışlarını izledi: açık yeşil duvarlar, cinsiyetleri maske ve önlüklerinin ardına gizlenmiş iki ameliyat hemşiresi, köşede bir şeyle uğraşan yardımcı hemşire, narkozcu, Coburn’e hastanın kalp hareketlerini ve solunum durumunu gösteren aletler…

Hemşirelerden biri, şemayı cerrahın okuyabileceği biçimde tutuyordu. Coburn’ün isteği üzerine narkozcu bir an için: hastanın yüzünü açtı. Bir deri bir kemik, kahverengi bir yüz, karga bir burun, çökük gözler. Huxley şaşkınlığını gizlemeye çalıştı

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir