Taş Maymun / Jeffery Deaver

Taş MaymunTaş Maymun

Taş Maymun’dan…

Onlar kaybolmuştu, onlar talihsizdi.

Onları defolu mallar gibi dünyanın dört bir yanına taşıyan insan kaçakçıları -yılanlar- için adları ju-jia, yani domuzlar’dı.

Gemilerine el koyup onları tutuklayarak sınır dışı eden Amerikan Göçmen Bürosu ajanları için adları belgesizlerdi.

Umutluydular. Önlerinde uzanan riskli, aşırı çalışma isteyen yıllara karşılık, binlerce yıllık ata mirasından, ailelerinden ve evlerinden vazgeçen insanlardı onlar.

Ailelerinin gelişip büyüyebileceği, özgürlük, para ve rahatlığın olduğu bir yerle ilgili hayaller, güneş ve yağmur kadar doğaldı onlar için.

Bu insanlar, onun kırılgan yüküydü.

Şimdi, beş metreye kadar yükselen dalgalara karşı ilerlemeye çalışan teknede, ayakta durabilmek için dikkatli ve dengeli biçimde yürüyen Kaptan Sen Zi-jun, haftalar süren zorlu yolculuklarının boşa çıkabileceği yönündeki iç karartıcı mesajı vermek için köprüden aşağı, karanlık ambara doğru ilerliyordu.

Ağustos ayının bir salı sabahı, şafak sökmek üzereydi. Başı tıraşlı, abartılı bıyıklı tıknaz kaptan, yetmiş iki metre uzunluğundaki Fuzhou Ejderi adlı gemisinin güvertesi boyunca, gerçek yükü gizlemek amacıyla dizilmiş boş konteynerlerin arasından süzülerek ilerledi ve ambarın ağır çelik kapısını açtı. Aşağıda, penceresiz ambarın karanlık zemininde, büzülerek birbirlerine sokulmuş yirmiden fazla insana baktı. Çöpler ve çocukların plastik oyuncakları, ucuz karyolaların altındaki sığ suda yüzüyordu.

Hayatının otuz yılını denizlerde geçirmiş olan deneyimli Kaptan Sen, şiddetli dalgaların yarattığı yalpalanmalara karşın, dik metal basamaklardan tırabzana tutunmaya gerek duymadan indi ve ambarın ortasında dikildi. Karbondioksit göstergesine baktı; havayı saran mazot kokusuna ve iki hafta boyunca iç içe yaşamış bu kadar insana karşın seviyenin normal olduğunu gördü.

‘Kovalar’ı -insan kaçakçılığı yapılan tekne ve gemiler- yüzdüren ve yüklerine aldırmayan, hatta zaman zaman yolcuları döven ve kadınlara tecavüz eden birçok kaptanla mürettebatın aksine, Sen onlara kötü davranmazdı. Tam aksine, iyi bir şey yaptığına inanırdı; bu aileleri zor bir yaşamdan alıp, adına Çince’de ‘Güzel Ülke’ anlamına gelen Meiguo denen, kesin bir zenginlik değilse de, en azından mutlu yaşam umudu olan bir ülkeye götürüyordu.

Ancak, bu yolculuklarında göçmenlerin

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir