John Barleycorn / Jack London

John BarleycornJohn Barleycorn

John Barleycorn’dan…

Herşey bir seçim günü kafamda doğdu. California’nın sıcak bir öğleden sonrasıydı; California Eyalet Anayasasında yapılması teklif edilen bir sürü değişikliğe Evet ya da Hayır demek, oyumu kullanmak üzere, çiftlikten atla Ay Vadisindeki küçük köye inmiştim. Günün sıcaklığı yüzünden, oyumu kullanmadan önce üç beş kadeh yuvarlamış, oyumu kullandıktan sonra da çeşitli içkiler içmiştim. Ondan sonra atıma atlayıp, asmalar ve dalgalanan otlaklarla kaplı tepeleri tırmanarak, bir kadeh içkinin ardından akşam yemeğine oturmak için tam vaktinde çiftlik evine varmıştım.

«Oy kullanma hakkıyla ilgili yasa değişikliği teklifine nasıl oy verdin?» diye sordu Charmian.

«Değişiklikten yana oy verdim.»

Charmian’ın ağzından bir hayret ünlemi çıktı. Zira, bilesiniz ki, gençlik günlerimde ben ateşli bir demokrasi yanlısı olmama rağmen, kadınların oy kullanmalarına karşı idim. Daha hoşgörülü ileri yaşlarımda, kadınların oy kullanma hakkını kaçınılmaz bir toplumsal fenomen olarak kabul edişimde ise ateşli bir taraftarın heyecanını göstermişimdir.

«Peki ama neden değişiklikten yana oy kullandın?» diye sordu Charmian.

Cevabını verdim. Uzun uzadıya verdim cevabını. Öfkeyle verdim cevabını. Konuştukça da öfkem daha çok kabardı. (Yok; sarhoş filân değildim. O gün bindiğim at, kendisine yakışan adıyla ‘Haydut’tu. O kısrağa sarhoş kafayla binecek adamı görmek isterdim.)

Bununla birlikte -nasıl diyeyim?- kafamın içi aydınlanmıştı, ‘neşemi’ bulmuştum, çakırkeyiftim.

«Kadınlar oy verme hakkını kazandıkları zaman, içki yasağından yana oy kullanacaklardır,» dedim. «Karılar, kızkardeşler, analar -John Barleycorn’u(*) sadece onlar yollayacaktır öbür dünyaya-»

(*) Amerikan argosunda özel olarak viski, genel olarak da içki anlamına gelir. (Ç. Notu)

«Ama ben seni John Barleycorn dostu bilirdim,» diye lâfımı kesti Charmian.

«Dostuyum. Dostuydum. Dostu değilim. Asla değilim. Onun benimle beraber olduğu ve benim de onun en sıkı dostu gibi göründüğüm zamankinden asla daha az değildir dostluğum. O yalancıların şahıdır. O doğrucuların en içtenlikli olanıdır. O, onunla birlikteyken insanın tanrılarla yanyana yürüdüğü kutsal yoldaştır. O aynı zamanda ‘Beyaz Mantığın’da dostudur. Onun yolu çıplak gerçeğe çıkar, ölüme çıkar. O, duru bir

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir