Şeytan Yıldızı
Şeytan Yıldızı’ndan…
Mayıs ayında, benzer bir şekilde parçalanarak öldürülmüş bir kızın cesedi Akerselva Nehri kıyısında bulunmuş, ama polis iki olay arasında bir bağlantı olup olmadığıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmamıştı.
Su gazetenin üzerinden yoluna devam ederek, alt kısımdaki ahşap plaklar arasından alt kattaki odanın tavan boyasına ulaştı. 1968’deki tamirat esnasında zarar gördüğünden deliklerden yavaş yavaş taşıyor ve artık yerçekimine daha fazla karşı koyamayacak kadar ağırlaşınca da aşağı damlıyordu; kendini bırakıyor ve tam üç metre sekiz santimetre düşüyordu damlalar. Su yolu orada bitiyor, su suya karışıyordu.’
Vibeke Knutsen sigarasından derin bir nefes çekti ve apartmanın dördüncü katındaki açık penceresinden dumanı dışarıya üfledi. Sıcak bir öğleden sonraydı ve arka bahçedeki güneşin pişirdiği asfaltın üzerindeki hava açık mavi bina cephesine kadar buharlaşıp orada gözden kayboluyordu. Çatının diğer tarafında genelde yoğun olan Ullevålsveien caddesinden geçen arabaların sesleri duyulurdu.
Ama şimdi herkes tatildeydi ve şehir neredeyse boş sayılırdı. Pencere pervazında ters dönmüş bir karasinek altı bacağını havaya dikmiş öylece duruyordu. Sıcaktan kaçma akıllılığını gösterememişti. Dairenin Ullevålsveien’e bakan tarafı daha serindi ama Vibeke o tarafın manzarasını beğenmiyordu. Kurtarıcılarımızın Mezarlığı. Ünlü insanlarla doluydu. Ölmüş ünlü insanlar. Zemin kattaki dükkanda tabelasında ‘anıt’ yazan ama aslında mezar taşından başka bir şey olmayan şeyler satılıyordu. Belki de ‘piyasayı takip etmek’ bu anlama geliyordu. Vibeke pencerenin soğuk camına alnını dayadı.
Havalar ısınınca önce mutlu olmuş ama çok geçmeden bu mutluluğuna gölge inmişti.
Şimdiden, serin geceleri ve sokaklardaki insanları özlüyordu. Bugün galeriye öğlen yemeğinden önce beş, sonrasındaysa üç müşteri gelmişti. Sırf sıkıntıdan bir buçuk paket sigara içmişti. Kalbi hızla atıyor ve boğazı acıyordu; patronu arayıp dükkanın durumunu sorduğunda ise zorlukla konuşabilmişti. Yine de eve varıp patatesleri tencereye koyar koymaz canı hemen sigara çekmişti. Vibeke sigarayı iki yıl önce Anders’le tanıştığında bırakmıştı. O istediği için değil. Tam aksine, Gran Canaria’da tanıştıklarında sırf şaka olsun diye Anders ondan bir sigara bile otlanmıştı…