Hayvan Yemek / Jonathan Safran Foer

Hayvan YemekHayvan Yemek

Hayvan Yemek’ten…

Babalık, bu kitabın ortaya çıkmasını sağlayacak yolculuğun ilk dürtüsüydü ama ben bavulumu neredeyse tüm hayatım boyunca hazırlamıştım. İki yaşındayken uykudan önce dinlediğim masalların tümünün kahramanları hayvanlardı. Dört yaşındayken, bir yaz boyunca kuzenimin köpeğine bakmıştık. Ben köpeğe tekme atmıştım. Babam, hayvanlara tekme atılmaz demişti. Yedi yaşındayken, japonbalığım ölünce yasını tutmuştum. Babamın onu tuvalete atıp sifonu çektiğini öğrenmiştim daha sonra. Babama -daha az medeni bir biçimde- hayvanlar tuvalete atılıp sifon çekilmez demiştim. Dokuz yaşındayken, hiçbir canlıyı incitmek istemeyen bir bakıcımız vardı. Neden abim ve benimle beraber tavuk yemediğini sorduğumda, aynen şöyle demişti: “Hiçbir şeyi incitmek istemiyorum.”

“İncitmek mi?” diye sormuştum.

“Tavuğun tavuk olduğunu biliyorsun, değil mi?”

Annemle babam biricik çocuklarını bu salak kadına mı emanet etti? Frank böyle der gibi bakmıştı bana.

Vejetaryen olmamızı arzu etmişti belki. Etten bahsetmek insanları çoğu zaman sıksa da tüm vejetaryenlerin bu konuda vaaz vermeye meraklı oldukları söylenemez yine de. Gerçekleri dile getirmeyi engelleyen çekince duygusundan yoksundu çünkü henüz yeniyetmeydi. Abartmadan, lafı dolandırmadan, ne biliyorsa bizimle paylaşmıştı.

Abim ve ben birbirimize bakmıştık; ağzımız incinmiş tavuklarla doluyken yahu-ben-bunu-nasıl-daha-önce-hiç-düşünemedim-hem-ne-diye-kimse-bundan-hiç-söz-etmedi? diye geçirmiştik içimizden. Çatalımı bırakmıştım. Frank yemeğini bitirmişti ve şu anda, ben bu kelimeleri yazdığım sırada o, büyük olasılıkla tavuk yiyordur.

Bakıcımızın söyledikleri aklıma yatmıştı; sadece doğru göründüğünden değil, ucu anne-babamdan öğrendiklerime dokunduğu için. Biz aile fertlerimizi incitmeyiz. Biz arkadaşlarımıza ya da yabancılara zarar vermeyiz. Biz koltuk kılıflarına bile zarar vermeyiz. Bu listeye hayvanları da eklemenin aklımdan bile geçmemesi istisna oldukları anlamına gelmezdi. Dünya işlerinden bihaber bir çocuk olduğumu gösterirdi sadece. İşin içyüzünü öğrenene değin… O noktada, hayatımı değiştirmem gerekirdi.

Ama böyle yapmadım. Başlangıçta abartılı ve katı olan vejetaryenliğim ancak birkaç yıl sürdü, sonra tökezledi ve sessiz sedasız son buldu. Bakıcımızın prensibini hiç aklımdan çıkarmadım ancak bundan sıyrılmanın, hafifletmenin ve unutmanın yollarını buldum. Genel anlamda bakarsak, bir şey incitmiyordum. Genel anlamda bakarsak, doğru olanı yapmaya çabalıyordum

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir