Kabil / José Saramago

KabilKabil

Kabil’den…

İnsan vücudundaki her şeyin kusursuz olabileceğini söyleyen ortak sloganla insan vücudu estetiğinde yeni bir çağı başlatan bu şanslı cerrahi müdahaleden elli yıl bir gün sonra felaket meydana geldi. Bir gökgürültüsüyle gelişi duyurulan efendi ortaya çıktı. Her zamankinden farklı giyinmişti, belki de göğün yeni emperyal modasıydı bu: Başının üzerinde üçlü bir taç; elinde cop sallar gibi kavradığı asası.

Ben efendi’yim, diye haykırdı, ben, ben olanım. Cennet bahçesi ölüm sessizliğine gömülmüştü, tek bir eşek arısı vızıltısı bile işitilmiyordu; ne bir köpek havlaması, ne bir kuş cıvıltısı, ne de bir fil bağırtısı duyuluyordu. Yalnızca bahçenin kurulduğu dönemden kalma gür bir zeytin ağacına tünemiş sığırcık sürüsü aniden havalandı; binlerce değilse de yüzlerce olduklarından, gökyüzü neredeyse kapkaranlık kesiliverdi. Kim itaatsizlik etti emirlerime, ağacımın meyvesine kim yaklaştı, diye sordu tanrı ve -artık kullanılmayan, ama hiç olmadığı kadar anlamlı bir sıfatla- kor gibi bakışlarını dosdoğru adem’e dikti.

Umutsuzluğa kapılan zavallı adam kendisini ele veren elma parçasını boş yere yutmaya çalıştıysa da, tekbir ses bile çıkaramadı; ne arkasından, ne önünden. Cevap ver, diye devam etti efendi, öfkeli sesiyle; bir yandan da asasım tehditkâr bir edayla sallıyordu. Suçu başkasına atmanın pek hoş olmadığının bilincinde olan adem, cesaretini toplayarak, Benimle birlikte yaşasın diye bana verdiğin kadın bu ağacın meyvesini bana uzattı ve ben de yedim, dedi.

Efendi kadına doğru döndü ve sordu, Ne yaptın, bedbaht, kadın cevap verdi, Yılan beni aldattı ve meyveyi yedim, İkiyüzlü, yalancı, cennette yılan yok, Efendi, ben cennette yılan var demedim, demek istediğim bir rüya gördüm ve bir yılan bana, Efendi size bahçedeki ağaçların meyvelerini yemenizi yasakladı, öyle mi, diye sordu, ben de bunun doğru olmadığını, yalnızca cennetin ortasındaki ağacın meyvelerini yememizi yasakladığını, eğer ona dokunursak öleceğimizi söyledim. Yılanlar konuşmaz, olsa olsa tıslar,

dedi efendi, Benim rüyamdaki konuşuyordu; giysisinin kutsal haysiyetine hiç yakışmayan alaycı bir ton vermeye çabalayarak sözlerine, Ya başka ne dedi, öğrenebilir

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir