Aşk Vesaire / Julian Barnes

Aşk VesaireAşk Vesaire

Aşk Vesaire’den…

Bu işin içinden iyi çıkabileceğimden emin değilim. Olayları yanlış bir sıra içinde aktarabilirim. Bana katlanmanız gerekecek. Ama sanırım, önce benim hikâyemi dinlemeniz en iyisi.

Oliver’la ben aynı okulda okuduk. Çok iyi arkadaştık. Daha sonraları ben klering işlemlerinde uzmanlaşan bir bankada çalıştım. O, İngilizce yabancı dil hocasıydı. Gillian ve ben tanıştık. Gillian tablo onarımıyla uğraşıyordu. Halen de öyle ya. Tanıştık, âşık olduk, evlendik. Daha her şeyin başlangıcıyken, bunun, hikâyenin sonu olduğunu düşünme yanlışını yaptım ben. Sanırım çoğu insanın da yaptığı bir yanlış bu. Çok sayıda film gördük, çok sayıda kitap okuduk, anne ve babamıza çok fazla inandık. Bütün bunlar, otuzlu yaşlarımızın başlarında olduğumuz on yıl kadar önce cereyan etti.

Şimdiyse yaşımız… hayır, bunu kendi başınıza da hesap edebileceğinizi görüyorum.

Oliver, onu benden çaldı. Yaşamımı istiyordu, bu yüzden onu benden aldı. Gillian’ı kendine âşık etti. Nasıl mı? Bilmek istemiyorum. Bilmek istediğimi sanmıyorum. Bir süre, bir şeylerin döndüğünden kuşkulandığım zamanlar, düzüşüp düzüşmediklerini kafama takmıştım. Bana söylemenizi istemiştim sizden: Anımsıyor musunuz? Söyleyin diye size yalvarmıştım: Düzüşüyorlar, değil mi? Böyle sorduğumu anımsıyorum. Hiç yanıt vermediniz, bunun için şimdi size minnettarım.

O zamanlar kafayı biraz yemiştim. Şey, son derece makul, son derece anlaşılır bir şey bu, öyle değil mi? Oliver’a kafa attım ve az daha burnunu kırıyordum. Evlendiklerinde düğünlerine davetsiz misafir olarak gittim ve biraz rezalet çıkardım. Sonra da ABD’ye gittim. Banka kanalıyla naklimi yaptırdım. Washington’a gittim. İlginç ama, temasımı koparmadığım kişi Madam Wyatt’tı. Gillian’ın annesi. Benim tarafımı tutan tek kişi. Mektuplaşırdık.

Bir süre sonra Fransa’ya onları görmeye gittim. Daha doğrusu, ben onları gördüm ama onlar beni görmediler. Kasabanın ortasında, şu ayak üstü kavga olayı patlak verdi. Oliver Gillian’ın yüzüne vurup duruyor ve pencerelere üşüşen herkes bakmıyormuş gibi yapıyordu. Ben dahil. Karşıdaki küçük bir oteldeydim ben.

Sonra yeniden ABD’ye döndüm. Onları görmeye gittiğimde ne bulmayı beklemiş olduğumu bilmiyorum -ne bulduğumu da bilmiyorum

LİNK

Author: admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir