Yıldız
Yıldız’dan…
Yeni yılın ilk gününde, neredeyse aynı anda üç gözlemevinden, Güneş’in etrafında dönen tüm gezegenlerin en dıştakisi olan Neptün’ün hareketinin düzensizleştiği duyuruldu. Ogilvy , Aralık ayında gezegenin hızında bir yavaşlama olduğundan şüphelendiğini zaten belirtmişti. Bu haber, nüfusunun büyük bir kısmı Neptün gezegeninin varlığından bile habersiz olan dünyayı pek ilgilendirmedi; ayrıca, düzensiz hareket eden gezegenin bulunduğu bölgede uzak ve silik bir ışık noktasının keşfi de astronomi camiası dışında büyük bir heyecan yaratmadı.
Ancak bilim insanları, yeni cismin hızla büyüyüp parladığı, hareketinin gezegenlerin düzenli ilerleyişinden oldukça farklı olduğu ve Neptün ile uydusundaki sapmanın artık eşi benzeri görülmemiş bir hal aldığı bilinmeden önce bile, bu istihbaratı fazlasıyla dikkat çekici bulmuşlardı.
Bilim eğitimi almamış çok az insan, Güneş Sistemi’nin muazzam izolasyonunun farkına varabilir. Güneş, gezegen parçacıkları, gezegenimsi cisimlerin tozu ve elle tutulamayan kuyrukluyıldızlarıyla, hayal gücünü neredeyse altüst eden boş bir enginlikte yüzüyor. Neptün’ün yörüngesinin ötesinde, insan gözleminin ulaştığı kadarıyla tabi, ısı, ışık ve sesin olmadığı, kesin bir boşluk var; bir milyon milin yirmi milyar katı kadar hem de. Bu, bize en yakın yıldıza ulaşılmadan önce kat edilmesi gereken mesafenin en iyimser tahmini. Birkaç kuyruklu yıldızı saymazsak, en ince alevden bile daha önemsiz olan hiçbir madde, yirminci yüzyılın başlarında bu gezgin ortaya çıkana kadar, insan bilgisi dâhilindeki uzayın sınırlarını aşmamıştı.
Devasa boyutlarda hantal ve ağır bir kütleydi; gökyüzünün karanlık gizeminden çıkıp hiçbir uyarı vermeden güneşin parlaklığına doğru hızla ilerliyordu. İkinci gün, herhangi bir işe yarar aletle Regulus yakınlarındaki Aslan takımyıldızının önünde, çapı zar zor algılanabilen bir nokta olarak açıkça görülebiliyordu. Kısa bir süre sonra, bir opera dürbünüyle bile görülebilir hale gelecekti.
Yeni yılın üçüncü gününde, iki yarım küredeki gazete okuyucuları, gökyüzündeki bu sıra dışı görüntünün gerçek önemini ilk kez fark ettiler. Bir Londra gazetesi, “Gezegen Çarpışması” başlığıyla bu haberi manşete taşıdı ve Duchine’in, bu garip yeni gezegenin muhtemelen Neptün ile çarpışacağı yönündeki görüşünü duyurdu. Başyazarlar konuyu daha da genişletti. Böylece, 3 Ocak günü dünyanın çoğu başkentinde, ne kadar belirsiz de olsa, gökyüzünde önemli bir fenomenin gerçekleşeceği beklentisi vardı ve gün batımının ardından gece çöktüğünde, binlerce insan gözlerini gökyüzüne çevirdi ve her zamanki gibi tanıdık yıldızları gördü.