Antilop ve Flurya
Antilop ve Flurya’dan…
Kar Adamı şafaktan önce uyanıyor. Hareketsiz yatıyor, çeşitli engellere vuran dalgaların sesini dinliyor: Hışşş, hışşş, nabız gibi. Hâlâ uykuda olduğuna inanmayı öyle istiyor ki.
Doğu ufkunda sis var. Gül rengi, ölümcül bir parıltıyla aydınlanıyor. O rengin hâlâ zarif görünmesi ne tuhaf. Pembe ve soluk mavi lagünde, ışığa karşı kara siluetler halinde yükselen kuleler gerçekdışı görünüyor. Orada yuva yapmış kuşların çığlıkları ve paslı araba parçalarından, tuğlalardan ve çöplerden oluşma yapay kayalıklara vuran okyanus dalgalarının uzaktan gelen sesleri, tatil günü trafiğinin gürültüsünü andırıyor.
Kar Adamı alışkanlıktan saatine bakıyor. Paslanmaz çelikten yapılma, parlak alüminyum kayışlı bir saat. Artık çalışmasa da hâlâ gıcır gıcır. Artık saatini yalnızca tılsım olarak kullanıyor, sahip olduğu tek tılsım. Saati ona boş bir yüz gösteriyor o kadar: Sıfır saati. Saati bilememek dehşete kapılmasına yol açıyor. Hiç kimse, hiçbir yerde saati bilmiyor.
“Sakin ol” diyor kendine. Birkaç derin soluk aldıktan sonra sinek ısırıklarını kaşıyor. En çok kaşınan yerlerin yalnızca etrafını kaşımaya, kabuklarını yolmamaya özen gösteriyor. Kanının zehirlenmesini istemiyor. Aşağı, etrafta vahşi hayvan olup olmadığına bakıyor. Ortalık dingin. Ne pul görüyor ne kuyruk. Sol elini, sağ ayağını, sağ elini, sol ayağını kullanarak ağaçtan iniyor. Üstünü dal ve yapraklardan temizledikten sonra, kirli çarşafını sırtına pelerin gibi örtüyor. Geceleyin taklit Red Sox beyzbol kepini bir dala asmıştı, kaybolmasın diye. içine bakıyor. Bulduğu bir örümceği dışarı atıyor. Sonra kepini giyiyor.
Sola doğru birkaç metre yürüyüp çalılara işiyor. Kaçışan çekirgelere “Dikkat!” diyor. Sonra ağacın diğer tarafına yürüyor. Genelde tuvaletini yaptığı yerden epey uzak burası. Birkaç beton parçasıyla ağaçta açtığı deliği karıştırıyor. Deliğin ağzını genellikle dikenli telle örtüyor, sıçanlarla fareler girmesin diye. Zulasında plastik bir torbaya konmuş birkaç mangoyla bir kutu Sveltana Etsiz Sosis Kokteyli konservesi, yarım şişe (hayır, daha doğrusu üçte bir) değerli İskoç viskisi ve bir karavan kampından çalınmış çikolatalı bir gofret var. Gofret yaldızlı kâğıdının içinde yumuşamış,…